Bu yüzden de çeşitli eğitim kurumlarında çalışmış olan, profesyonel olarak tiyatroda, ödenekli tiyatrolarda, özel tiyatrolarda çalışmış olan arkadaşları, bir iki eleştirme- ni, çevirmeni, amatör tiyatroların temsilcilerini çağırdık. Eskişehir’de böyle bir tiyatro bölümünün kurulması için neler yapılmalı, neler yapılmamalı konusunda bir tartışma başladı. Aşağı yukarı on bir, on iki kişi geldi. Bunların ara- sında; Ergin Orbey, Yücel Erten, Özdemir Nutku, Genco Erkal profesyonel tiyatrocuların temsilcisi olarak, İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan Beklan ve Ayla Algan geldi, amatör tiyatroculardan Cemal Ünlü, o zamanlar AÇOK’da çalı- şıyordu, daha sonra film yönetmeni olan “Takva”nın yö- netmeni Özer Kızıltan amatör tiyatroların temsilcisi olarak geldi. Ve iflah olmaz bir eleştirmen ve çevirmen diyebile- ceğimiz geçen yıl kaybettiğimiz Teoman Aktürel arkada- şımız geldi. Bir de yazar olarak Güngör Dilmen aramız- daydı. Böyle şenlikli bir toplantı yaptık sabahtan akşama kadar süren. Bir gece de Eskişehir’de kaldık. Gitmişken, arkadaşlar İletişim Fakültesi’nin televizyon stüdyolarını gezdiler. Olanakları gördüler. Böyle bir olumlu hava için- de tiyatro konusunda ne kadar olumsuzluk varsa, onları sayıp dökmeye başladılar; çünkü herkesin yaptığı işte bir- takım güçlükler vardı ve bu güçlükleri bilmemiz yeni kuru- lan bir tiyatro bölümünde, o güçlükleri nasıl yeneceğimiz, onları nasıl aşacağımız konusunda bize bir fikir verebilir- di. Bu yüzden, önce tiyatro sanatının aksayan yanlarını, Türkiye’de ne durumda olduğunu konuşmaya başladık. Önce tabii, birtakım retorik sözler söylendi: “Tiyatro nasıl bir sanattır? İnsanların bir arada yaşamaları için onlara nasıl destek olabilir? Birbirilerini tanımalarını, birbirlerini anlamalarını, olabilirse birbirlerini sevmelerini, en azından birbirlerini incitmemeleri yolunda nasıl bir bilgi kayna- ğı, bir duyarlık bilinci, duyarlık aşılayan bir güç kaynağı olabilir?” bu konuda birtakım güzel sözleri ben söyledim galiba. Yani o iş bana düştü. Sonra Ergin Orbey, “Bu ti- yatro eğitimi iyi hoş da, bir kopukluk var tiyatro eğitimin- de. Sanıyorum bu, konservatuar eğitiminden başlayan bir şey. Yani, oyunculuk eğitimi ağır basıyor konservatuarda. Ankara konservatuarıyla başlayan bir hastalık belki bu. Hiçbir zaman tiyatronun kuramsal yanı, tiyatroda kuram
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 27 Sayı: 27 |