Bu yazı, Malik b. Nebi’nin talebi üzerine Arapça’ya çevrilen kitabı ez-Zâhiretu’l-Kur’âniyye’ye, Mahmud M. Şakir’in yazdığı Sunuş’un çevirisidir. Mahmud M. Şakir bu yazıda, Malik b. Nebi’nin orijinal bir usul geliştirdiğini, kitabında onu başarıyla uyguladığını ve sahih bir yol izlediğini belirtmektedir. Ayrıca bu kitabın telif sürecinde çekilen sancıların farkında olduğunu, kendisinin de uzun süre benzer birtakım patikalardan geçtiğini, aynı zorlukları yaşadığını açık yüreklilikle ifade etmektedir. Onun için haklı olarak “İnsanlar içinde bu kitabın önemini en iyi bilen kimse olduğumu sanıyorum.” demektedir. Yazıda İslam âleminde modern aklın probleminin, kültürün en önemli yönlerinin oryantalizm aracılığıyla yıkılması olduğu tespitine yer verilmektedir. Ayrıca Müslümanların oryantalizmi henüz araştırmadıkları, desiselerini ortaya çıkartmadıkları, kültür ve insani hayatlarını birçok açıdan nasıl etkilediğini tam olarak irdelemedikleri vurgulanmaktadır. Hatta iş olması gerekenin aksi istikametinde cereyan etmekte; Müslümanlar, oryantalizmin kendilerine telkin ettiği gibi bu çalışmaları talebenin tahsil etmesi gereken ilim, kültür ve düşünce kaynağı olarak araştırıp incelemektedirler. Bu itibarla yazıda, Malik b. Nebi’nin, “oryantalistlerin edebiyat çalışmaları, neredeyse tasavvur edemeyeceğimiz ‘ışın’ tehlikesi noktasına ulaşmıştır” tespitine yer verilmektedir. Bu “ışın”, Kur’ân’ın İcâzının delillerini hoşnut olup doygunluğa ulaşacağı şekilde idrak etmek isteyen “modern akıl” için en ciddi, en kapsamlı tehlikedir. Mahmud M. Şakir, bu yazıyı kaleme almasının bir sebebini şöyle açıklamaktadır: Malik b. Nebi’nin ez-Zâhiretu’l-Kur’âniyye (Kur’ân Mucizesi) kitabını, olması gereken yere koyması için okura yardımcı olmak ve bu kitabı okurken kat ettiği yoldaki işaretleri fark etmesini temin etmektir. Bunun yanında Malik b. Nebi’nin adı geçen kitabında “Klasik Tefsir Usulü”ne yönelttiği tenkitte oryantalistlerden etkilendiğini ve bu eleştirinin isabetli olmadığını gerekçeleriyle belirtmektedir. Ayrıca İslam öncesi şiirin sıhhati konusunda şüphe uyandıranların oryantalistler olduğuna da eserinde yer vermektedir. Yazar, Malik b. Nebi’nin bu eserinin oldukça önemli ve başarılı bir çalışma olduğunu, günümüz gençliğine hitap ettiğini savunmaktadır. Ancak müellif, bu eserde ele alınan konuların Kur’ân’ın İcâzı hakkında olmadığını dile getirmektedir. Eskiden beri Kur’ân’ın İcâzı diye sunulan konuların tevhid ile ilgili meselelere dahil olabileceğini, Kur’ân’ın İcâzı’nın aslında O’nun “beyan”ında saklı olduğunu dile getirmekte ve bu konuyu tartışmaya açmaktadır. Lafzının ve tarihinin ifade ettiği gibi Kur’ân’ın İcâzı, Hz. Peygamber’in nübüvvetinin doğruluğunun delili sayılmaktadır. Binaenaleyh İcâzu’l-Kur’ân’ı bilmek, bir müslümanın veya araştırmacının asla müstağni kalamayacağı bir konudur. Kur’ân’ın muciz bir kelam olarak nazil olduğu dil olan Arapça, tabiatında beşer kelamı ile onun gücünü aşan kelam arasındaki muazzam farkı ayırt etme potansiyeline sahiptir. Fakat Kur’ân’ın beyanı ile beşerin beyanının birbirinden ayrıldığı yönleri açığa çıkartmak, ayrı bir araştırma konusudur. Yeni neslin, sadece cahiliye şiirini değil, tümüyle eski dili yani kadim Arapça’yı da alay, eğlence ve küçümseme aracı yapması, gerçekten hüzün vericidir. Fakat her şeye rağmen ümitli olmak için pek çok sebep vardır. Mâlik b. Enes’in dediği gibi: “Bu ümmetin evveli ne ile ıslah olduysa sonu da onunla ıslah olur.” Evveli, Beyan yani Kur’ân ile ıslah olduğuna göre, sonu da yine Kur’ân ile ıslah olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |