Ülkemizde üretilen çok katlı toplu konutların büyük bir çoğunluğu tünel kalıplı yapım yöntemiyle yapılmakta ve taşıyıcı sistem bu yapım yönteminin gerektirdiği şekilde perde duvarlı sistem olarak belirlenmektedir. Bu taşıyıcı sistem, tünel kalıp teknolojisi ile birlikte hızlı ve kolay üretime olanak vermesi, yüksek dayanımlı betonun kullanımıyla duvar kalınlığının minimuma indirilebilmesi ve en önemlisi deprem karşısında etkin bir davranış göstermesi gibi avantajlarının yanısıra belli planlama kısıtlamalarını da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, Emlak Bankası tarafından yaptırılan Ataşehir Toplu Konutları’ndaki, 1997 yılına kadar tamamlanmış olan 10 kat ve üzerindeki toplam 48 adet blok strüktürel ve mimarî değerlendirme ölçütlerine göre inceleme altına alınmıştır. Bu doğrultuda, blokların plan geometrileri, narinlik değerleri, taşıyıcı sistemi, perde duvar düzenleri, kat planlarının bina biçimine göre dağılımı, bloklardaki çekirdek sayısı, bu çekirdekten faydalanan konut birimleri ve konut birimlerinin birbiri ile ilişkisi üzerinde saptamalar yapılmıştır. Sonunda örnek olarak seçilen yüksek konut bloklarının tasarımı, strüktürel değerlendirme ölçütleri açısından incelenerek planlamayı ne şekilde etkilediği, olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya konmuştur.
In Turkey, most of the recent housing projects are designed as high-rise box frame structures cast in place by tunnel forms. This system offers the advantages of facilitating the construction process and minimizing the thickness of the load-bearing walls whenever highstrength concrete is used. Most significantly, it has the ability to withstand the major earthquake forces effectively. In the design phase, however, certain limitations imposed by this particular structural system should be taken into account. This research focuses on 48 high-rise residential buildings in Ataşehir Mass Housing, which were completed in 1997. These buildings are investigated with respect to their structural and architectural features, such as building configuration, plan layout, slenderness, structural system, the number of cores per building, the number of residential units using these cores and the relationship of these residential units between each other. Thus, the question of "how the architectural planning was affected by the selected structural system" is investigated.
Diğer ID | JA42DJ27MA |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 2 Sayı: 3 - Cilt: 2 Sayı: 3 |