Göze tuttuğunuz gözgüyü bu kez söze bitiştirin ve o tahtın kapısına dayayın kulağınızı ve dinleyin o baştan aşağı aşk olan, âşıklara sultan olan İbnü’l-Fârız’ı… Nice âşıklar basiret kulağıyla onu dinlediklerinde gördüklerinin nihayetinde hayretlerini gizleyememişlerdir. Kaleme aldığı kasidelerinin nâmı dört bir yana erişirken Kaside-i Taîyye’sinin o yüce Nübüvvet makamına doğum haberi erişince bizzat adı vurulmuş ve sıfatı; Kaside-i Tâiyye, mâhiyeti; et-Tâiyyetü’l-Kübrâ olan bu kaside-i kutsiyyenin adı; Nazmü’s-Sülûk olmuştur. Nazmü’s-Sülûk; İbnü’l-Fârız’ın divanında sonu te/ت ile biten kasidelerinin yer aldığı bölüme verilen isimdir. Yedi yüz altmış beyitten müteşekkil et-Tâiyyetü’l-Kübrâ’ya bu ismin verilmesinin nedeni eserin dibacesinde anlatıldığı üzere İbnü’l-Fârız’ın rüyasında almış olduğu nebevî işarettir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 23 Sayı: 45 |
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.