Âlem ile Arap şiir vezni arasındaki ilişkiden hareket eden yazar, Hak Teâlâ'nın sırlarını dile yerleştiğini, dünyanın kafiye ve ritimle donanmış bir eser olduğunu tesbit eder. Bu sebeple mânevî ve ilâhî bilginin imtiyazlı taşıyıcıları olan ârifler şiir dilini tercih etmiş ve sıklıkla kullanmışlardır. Şiir velâyetin dilidir. Çünkü velî davetle mezun olmadığı gibi bilgisi de peygamber gibi tafsîlî değil, icmâlîdir. Bu yüzden muğlak ve çelişkili olan şiir velî için daha uygundur. Şiirsel söylemin çelişkili doğası, şiirin karalayıcı yorumlara açık olmasını doğurmuştur. Bunun nedeni şiirsel ifadenin en az iki anlamlı karakteristiğidir. Saf ruhlar bu en az iki olmak üzere şiirsel dilin çok katmanlı olan sembollerini deşifre edebilirler. Şiir velâyet gibi aslî bir ilkedir; nesir ise onun bir fer'idir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Derlemeler |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 23 Sayı: 46 |
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.