Geleneksel Türk tiyatrosu türlerinin ne zaman ve nasıl ortaya çıktıklarına
dair bilinmeyen noktalar çok fazladır. Örneğin Karagözün Mısır’dan
mı yoksa Çin’den mi geldiği konusunda kesin konuşabilmemiz için yeterli
kaynağımız yok. Aynı şekilde Ortaoyununun bir 17.yy buluşu mu yoksa
Selçuklularda da görülen bir oyun sanatı mı olduğu konusunda da bilgi ve
bulgularımız netleşmiş değildir. Geleneksel türlerin kaynağına/ kökenine
ilişkin bu belirsiz durum, onların ortadan kayboluşları, başka bir ifadeyle
“ölümleri” konusunda da niteliğini korumaktadır. Türkiye tiyatro yazın ve
eleştirisinde, yakın tarihimize ilişkin bir “vaka” olmasına rağmen geleneksel
türlerin neden “öldüğüne” dair tatmin edici bir cevap bulamıyoruz.
Cevapların neredeyse tamamı ölüm nedenini Batılılaşmaya bağlayarak
geçiştirmiş görünüyor. Geleneksel türlerin ölümünde etkili olduğu söylenen
Batılılaşma olgusu, bu literatürde çok yüzeysel bir şekilde ele alınmıştır.
Oysaki “türlerin ölümünü” anlayabilmemiz için Batılılaşma olgusuna çok
yönlü yaklaşmalı ve Batılılaşmanın yol açtığı farklı dinamiklerin süreçte
nasıl etkili olduğu üzerine tartışmalıyız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 19 |