Being an asylum seeker is an experience dealt in macro level and everyday life aspect is ignored. Yet, forced emigration is not only a subject related to boundaries of governments but also a process experienced by ordinary people in everyday life. This study studies the experience of being an asylum-seeker in everyday life in the context of intercultural communication in Gaziantep. The study mainly focused on two questions: the perception of residents (de�ined as Turkish citizens) about the foreigner who is coming from abroad as a result of forced migration. And how was the intercultural communication between those asylum seekers coming from different cultures and residents experienced in everyday life? The answers of these questions were examined within the framework of the residents’ perceptions of the foreigner in the context of banal nationalism, and the communication between the members of different cultural groups in everyday life in the contexts of intercultural encounters, social intercourse networks, the restraints of intercultural communication and the role of uncertainty and anxiety in intercultural communication. The �ieldwork of the study was conducted between 20th July and 20th December 2011 in Gaziantep, which is a designated satellite city for the asylum seekers coming to Turkey by the Ministry of Interior. The methodology used for the paper is participatory observation and informal and in-depth interviews both with the residents and asylum seekers
Sığınmacılık, ağırlıklı olarak makro ölçekte ele alınan ve gündelik hayat ölçeği
göz ardı edilen bir deneyimdir. Ancak zorunlu göç, sadece devletlerin sınırlarını
ilgilendiren bir konu değil, gündelik hayatta sıradan insanların deneyimledikleri
bir süreçtir. Bu çalışmada, Türkiye’de sığınmacılığın, gündelik hayatta kültürlerarası iletişim bağlamında nasıl deneyimlendiği incelendi. Çalışma iki temel soru ekseninde yürütüldü. Bu sorulardan ilki, Türkiye vatandaşı olarak tanımladığım yerleşiğin, ülke sınırlarının ötesinden zorunlu göçle gelen yabancıya ilişkin algısının ne olduğuydu. İkincisi ise, gündelik hayatta farklı kültürlerden gelmiş sığınmacılar ve yerleşik arasındaki kültürlerarası iletişimin nasıl deneyimlendiğiydi. Bu soruların yanıtları, yerleşiğin yabancı algısındaki banal milliyetçilik ve farklı kültürel grup üyelerinin gündelik hayattaki iletişimlerini, kültürlerarası karşılaşmalar, sosyal ilişki ağları, kültürlerarası iletişimin sınırlılığı, kültürlerarası iletişimde belirsizlik ve kaygının rolü çerçevesinde araştırıldı. Türkiye’ye gelen sığınmacılara İçişleri Bakanlığı’nca mecburi ikamet yeri olarak gösterilen şehirlerden biri olan Gaziantep’te, 20 Temmuz – 20 Aralık 2011 tarihleri arasında yürütülen alan araştırmasında, katılımlı gözlem, informal görüşme ve derinlemesine görüşme teknikleri kullanılarak, (hem sığınmacılar hem de yerleşik olmak üzere) alanın özneleriyle birlikte niteliksel veri üretildi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 2 Sayı: 2 |