Amaç: Kan transfüzyonunda transfüzyonla ilişkili enfeksiyonlar en önemli komplikasyonlardan biri olduğu için kan verme işleminde transfüzyonla bulaşan hepatit B virüsü HBV , hepatit C virüsü HCV , insan immun yetmezlik virüsü HIV zorunlu olarak taranmaktadır. Güvenli kan transfüzyonu için bu tarama testlerinin yapılması zorunlu olduğu gibi, elde edilen sonuçlar bir yandan da o yörenin seropozitiflik oranları hakkında kabaca bir fikir verirler. Bu amaçla Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi kan donörlerinde kayıta dayalı retrospektif bir çalışma yapılmıştır. Yöntem: Çalışmada Haziran 2008-Haziran 2009 tarihleri arasında Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kan Merkezi’nde donör sorgulama formu doldurup donör muayenesi sonrasında kan vericisi olarak uygun görülen, yaşları 18-65 arasında değişen 3825 donörün kayıtları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Donör kanlarından HBsAg, anti-HCV and anti-HIV testleri makro ELISA yöntemi Architect System, Abbott Diagnostics, Germany ile çalışılmıştır. Bulgular: 3.825 kandan 39 % 1 ’unda HBsAg pozitifliği, 23 % 0,6 ’ünde anti-HCV pozitifliği tespit edilmiştir. ELISA yöntemi ile anti HIV + bulunan 85 % 2,2 kan örneği Western Blot yöntemi ile negatif bulunmuş ve yalancı pozitif olarak kabul edilmiştir Sonuç: Kan donörlerinde hepatit B ve hepatit C’deki düşük seropozitiflik oranı kan bağışında donör sorgulama formunun düzenli kullanımı ve başkent Ankara’da yaşayan kişilerin transfüzyon ilişkili enfeksiyonlar hakkında bilincin yüksek olmasıyla açıklanabilir
Objective: Since transfusion-transmitted infections are one of the most encountered complications in transfusion practice, hepatitis B virus HBV , hepatitis C virus HCV and human immunodeficiency virus HIV are routinely screened in blood banks. These screening tests are obligatory for transfusion safety and also give a rough idea about the seropositivity rates of a region. For this purpose, a record based retrospective study was conducted among the blood donors of Türkiye Yüksek Ihtisas Training and Research Hospital. Method: The records of 3825 donors between the ages of 18-65 who had fulfilled a blood donation form and were accepted as a donor in Türkiye Yüksek Ihtisas Training and Research Hospital from June 2008 to June 2009 were evaluated retrospectively. HBs Ag, anti HCV and anti HIV tests were performed on the blood of donors by the macro ELISA method Architect System, Abbott Diagnostics, Germany . Results: Of the 3825 blood donors, 39 1 % were positive for hepatitis B and 23 0.6 % were positive for hepatitis C. Eighty five 2.2 % of the blood samples which were found HIV seropositive by ELISA technique were determined as negative by Western blot and assumed to be false seropositivites. Conclusion: The low rate of seropositivity for hepatitis B and hepatitis C among blood donors may be due to the regular use of blood donation forms in donation process and the high awareness of people living in capital city Ankara about transfusion-transmitted infections
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 68 Sayı: 1 |