Amaç: Bu çalışmanın amacı farklı bakım ve hijyen koşullarına sahip tesislerde yetiştirilen tavşanlarda Encephalitozoon cuniculi’nin seroprevalansını araştırmaktır. Yöntem: Farklı çevresel koşullara, hijyenik durumlara, bakım ve beslenme koşullarına sahip; açık, yarı açık ve kontrollü alanlarda barındırma yapılan üç farklı işletmeden alınan tavşanların serum örnekleri ELISA kitleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Sonuç olarak, açık, yarı açık ve kontrollü barınaklardaki tavşanların seropozitifliği sırasıyla %70, %40 ve %80 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada, farklı bakım koşullarına sahip üç tesise de serum örneklerinde anti - E. cuniculi %63.3 antikor varlığı tespit edilmiştir. Sonuç: Elde edilen veriler ışığında, tesise alınan hayvanların orijin olarak enfekte olabileceği, tesiste enfekte bir hayvanın sürü için enfeksiyon kaynağı olabileceği, tesislerde olası yürütülen septik/aseptik kuralların etkenle mücadele için yeterli olmadığı ve zoonoz karakterdeki enfeksiyonun hayvan bakıcısı ve araştırmacılar için de potansiyel risk taşıdığı kanısına varılmıştır.
Objective: The aim of this study is to investigate the seroprevalence of Encephalitozoon cuniculi infection in rabbits in facilities with different care conditions in three different provinces. Methods: The sera samples of rabbits that have been hosted in open, semi–open and controlled areas which were obtained from three different enterprises with different environmental possibilities, hygienic situations, maintenance and feeding conditions were evaluated by using the ELISA kits. Results: Consequently, the seropositivity of the rabbits in open, semi–open and controlled shelters were found to be 70%, 40% and 80%, respectively. In this study, in the rabbit under the different care conditions, antibodies anti – E. cuniculi 63.3% were found in all sera samples. Conclusion: In the context of the data obtained, it was seen that the animals taken into the facility may be infected from the beginning and an infected animal in the facility may have been a source of infection for the many others in the facility. It was also concluded that the septic and aseptic rules which are potentially accepted in the facilties are not enough in battling with the agent and that the zoonotic disease can be a risk for animal keepers and researchers.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 77 Sayı: 3 |