This article examines the Prophet Muhammad's practices toward prisoners of war from various perspectives. War has been a social reality since the dawn of human history. Whether during or after war, certain practices can emerge depending on the character of individuals and the values of societies. While international agreements today attempt to prevent the mistreatment of prisoners, this is often shaped by the policies of powerful states. The Prophet Muhammad, who implemented the most successful revolution in human history, introduced practices in this regard that can offer solutions to the problems of today's people. During the advent of Islam, prisoners of war were enslaved in Arab society, as in other societies around the world. When Islam emerged, it was impossible to abolish slavery completely. Therefore, he introduced measures to reduce the number of slaves and, over time, to end slavery. A look at the Prophet Muhammad's practices regarding prisoners captured during his campaigns reveals a variety of treatment that did not weaken Muslims. However, overall, the number of those killed for various reasons was quite small, and the practice of enslavement was discouraged. It was recommended that the prisoners be treated well until the decision about them was announced, and it was stated that attention should be paid to eating, drinking and the manner of addressing them, and that they should avoid any behavior that would hurt their self-esteem.
Bu makalede Hz. Peygamber’in savaş esirlerine yönelik uygulamalar çeşitli yönlerden ele alınmaktadır. Savaş insanlık tarihinin başlangıcından beri toplumsal bir gerçeklik olagelmiştir. Gerek savaş esnasında gerekse savaş sonrasında kişilerin karakteri ve toplumların değer yargılarına göre bazı uygulamalar ortaya çıkabilmektedir. Günümüzde uluslararası antlaşmalarla esirlere yapılabilecek kötü muamele engellenmeye çalışılsa da bu, çoğunlukla güçlü devletlerin politikaları doğrultusunda şekillenmektedir. İnsanlık tarihinin en başarılı inkılabını gerçekleştiren Hz. Muhammed, bu hususta da günümüz insanının problemlerine çözüm sunabilecek nitelikte uygulamalar ortaya koymuştur. İslam’ın gelişi esnasında dünyanın diğer toplumlarında olduğu gibi Arap toplumunda da savaş esirleri köleleştiriliyordu. İslam ortaya çıktığında köleliği bir anda tamamen kaldırmak mümkün değildi. Bunun için mevcut köleleri azaltma ve zamanla köleliği bitirmeye yönelik tedbirler getirmiştir. Hz. Peygamber’in seferleri neticesinde ele geçirilen esirler hakkındaki uygulamalarına bakıldığında Müslümanları zayıf duruma düşürmeyecek biçimde farklı muameleler görülmektedir. Ancak geneline bakıldığında farklı nedenlerden dolayı öldürülenlerin sayısı oldukça az, köle edinilmesinin ise önü kapatılmıştır. Haklarındaki karar açıklanıncaya kadar esirlere iyi davranılması tavsiye edilmiş, yeme, içme ve hitap şekline dikkat edilmesi gerektiği belirtilerek izzeti nefislerini incitecek davranışlardan kaçınılması istenmiştir.
Makale tek yazar tarafından yazılmış olup, istifade edilen kaynakların tamamı gösterilmiştir. Atrıca herhangi bir kurum tarafından destek almamıştır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 29 Eylül 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 1 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 29 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 3 |
Türkiye İlahiyat Araştrımaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.