Purpose: This study aims to examine the relationship between trauma levels caused by the February 6, 2023, Pazarcık-Elbistan earthquakes and individuals’ physical activity status. It also aims to assess the presence of post-earthquake pain and its relationship with trauma levels.
Methods: The data were collected via Google Forms and completed by 388 voluntary participants (299 female, 89 male) aged 18-65 years. In the study, the “Sociodemographic Form” was used to determine the general characteristics, the “Scale for Determining the Level of Post-Earthquake Trauma” (PETLDS) was used to determine the level of trauma, and the “International Physical Activity Questionnaire Short Form” (IPAQ-SF) was used to determine the physical activity status.
Results: A significant difference was found in PETLDS scores based on residence in the earthquake-affected region (p<0.001); individuals in the region had higher scores (57.66±19.87) than those outside (49.00±18.49). Spearman’s correlation analysis showed a weak negative correlation without statistical significance between the “Cognitive Restructuring” subscale and IPAQ-SF scores in individuals from the earthquake zone (Spearman’s rank correlation coefficient =-0.18, p=0.042). Additionally, those who experienced post-earthquake pain had higher PETLDS scores than those who did not (p=0.000).
Conclusion: This study found a negative relationship between post-earthquake trauma levels and physical activity. While inactive individuals had higher trauma levels, minimally active individuals showed lower trauma levels. These findings suggest that increasing physical activity after an earthquake may be an effective strategy for reducing trauma levels. Further research, education, and project-based initiatives are needed in this field.
Earthquake Physical activity Physiotherapy and Rehabilitation Trauma
Amaç: Çalışmanın amacı; 06 Şubat 2023’te meydana gelen Pazarcık-Elbistan merkezli depremler sebebiyle kişilerde oluşan travma düzeyinin, kişinin fiziksel aktivite durumu ile ilişkisini incelemektir. Aynı zamanda, kişilerde deprem sonrası ağrı varlığının sorgulanması ve bu durumun travma düzeyi ile ilişkisini ortaya koymaktır.
Yöntem: Veriler çevrimiçi olarak Google formları aracılığıyla toplandı, 18-65 yaş arası 388 gönüllü katılımcı (299 kadın, 89 erkek) çalışmaya dahil edildi. Katılımcıların genel özelliklerini belirlemek için “Sosyodemografik Bilgi Formu”, travma düzeyini değerlendirmek için “Deprem Sonrası Travma Düzeyini Belirleme Ölçeği” (DSTDBÖ) ve fiziksel aktivite durumlarını belirlemek için “Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu” (IPAQ-KF) kullanıldı.
Bulgular: Deprem bölgesinde bulunma durumuna göre DSTDBÖ genel puan ortalamaları arasında anlamlı fark saptandı (p<0,001). Deprem bölgesinde bulunan 126 kişinin DSTDBÖ genel puan ortalaması 57,66±19,87 iken, bölgede bulunmayan 262 kişinin ortalaması 49,00±18,49 olarak bulundu. Spearman korelasyon analiziyle deprem bölgesinde olan ve olmayan bireylerin IPAQ-KF toplam puanları, DSTDBÖ alt faktör ve toplam puanları arasındaki ilişki incelenmiş olup sadece “Bilişsel Yapılandırma” alt faktörü ile IPAQ-KF toplam puanları arasında anlamlı bir ilişkiyi yansıtmayan negatif zayıf ilişki bulundu (deprem bölgesinde olanlar için Spearman korelasyon katsayı değeri =-0,18, p=0,042). Ve deprem sonrası ağrı yaşayan bireylerin DSTDBÖ puanları, ağrı yaşamayanlardan daha yüksek olarak saptandı (p=0,000).
Sonuç: Bu çalışma ile deprem sonrası travma düzeyinin, fiziksel aktivite ile negatif ilişki gösterdiği belirlendi. İnaktif bireyler daha yüksek travma düzeylerine sahipken, minimal aktif bireylerde travma düzeyleri daha düşük bulundu. Bu bulgular, deprem sonrası fiziksel aktivitenin artırılmasının travma düzeylerini azaltmada etkili bir strateji olabileceğini göstermektedir. Bu alanda daha fazla araştırma, eğitim ve proje çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Deprem Fiziksel aktivite Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Travma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Fizyoterapi, Rehabilitasyon |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 36 Sayı: 2 |