During the 1960s, the burgeoning Turkish Cinema Industry witnessed a surge in film productions and the expansion of movie theaters, which brought forth escalating challenges in the labor conditions of industry workers, alongside mounting contradictions between employers and employees. As the industry rapidly transitioned into a commercial enterprise, it operated without substantial state support or regulatory frameworks. Capital investors in film production endeavored to instill a new order that aligned with their commercial interests. The Turkish Film Producers Society, an association formed in 1962 by producers, assumed a policy of prosecutions and punitive measures against those who defied their order with their rhetoric or behavior. Their actions included prosecutions and punitive measures in 1963 and 1964, which made it difficult for cinema laborers to sustain their careers while there were also instances of triggered psychological issues. In the quest to unravel these acts of prosecution, an exhaustive exploration of newspapers, magazines, memoirs, and biographical studies was conducted. The resulting data underwent a discerning analysis, contextualized within their historical milieu. This study aims to spotlight a void in the regulation of Turkish cinema industry, where non-legally grounded societal practices impacted cinema laborers. It seeks to ascertain the resonance of these effects in both Yeşilçam and the media. Through these incidents, the article sheds light on the actors powerlessness, stemming from their inability to unite under a robust association or union during those years.
society trade union association cinema laborer actor suicide Yeşilçam
1960’lı yıllara doğru Türk sinemasında film yapım sayısı ve salon sayısının artışıyla birlikte sinema emekçilerinin çalışma yaşamı zorlukları da artmış ve işçi işveren arasındaki çelişkiler derinleşmiştir. Türkiye’de sinemanın endüstrileşme yolunda hızlı adımlar attığı bu yıllarda sektör devlet desteğinden yoksun ve düzensiz bir yapıdadır. Sinema sermayedarları sektördeki ticari kaygılarını önceleyerek yeni bir düzen kurma çabası içindedir. Yapımcılar tarafından 1962 yılında kurulan Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti, bu düzene aykırı söz ve eylemde bulunanlara karşı yargılama ve cezalandırma politikası izlemiştir. Cemiyetin 1963 ve 1964 yılında bu çerçevede yaptığı yargılamalar özellikle sinema emekçilerinin sektörde tutunmasını zorlaştırdığı gibi bazı kişilerde ağır psikolojik sorunları tetiklemiştir. Yargılama olaylarının detaylarına ulaşabilmek için gazete, dergi, anı kitabı ve biyografik çalışmaların incelendiği geniş bir kaynak araştırması yapılmış ve elde edilen veriler tarihsel bağlamı içinde ele alınarak eleştirel bir yöntemle tartışılmıştır. Bu çalışmanın amacı cemiyetin hukuksal bir zemine dayanmayan uygulamalarının Türk sinemasındaki hangi boşluktan cesaret aldığının irdelenmesi, sinema emekçilerinin üzerindeki etkisinin açığa çıkarılması ve hem Yeşilçam’da hem de basında ne düzeyde yankı yarattığının belirlenmesidir. Makalenin yaşanan bu olaylar üzerinden görünür kılmayı amaçladığı konulardan birisi de oyuncuların o yıllarda güçlü bir dernek veya sendika çatısı altında bir arada olamayışları nedeniyle sektörde yaşadıkları sorunlar karşısında yaşadıkları güçsüzlük ve çaresizlik durumudur.
cemiyet sendika dernek sinema emekçisi oyuncu intiharı Yeşilçam
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 1 |