Neo-Liberal iktisadi görüşü savunanlar teori adına gerçekleri görmezden gelmektedirler. Ancak görme engelliler bile görebildiği için krizler görmezden gelinememektedir. Bu koşullar altında, piyasaya iman eden görüşlere yeni müminler bulabilmek zorlaşmıştır. Hatta neo-liberal iktisatta sonun başlangıcına gelindiği söylenebilir. Teoriler, bugün yaşamakta olduğumuz ciddiyette krizlerle karşı karşıya kaldıklarında, gerçekliğin aslında ne olduğunu göz önüne almak durumunda kalırlar. Keynezyen iktisat teorisi 1929 yılında Büyük Buhran ile birlikte ortaya çıkan gerçekliğin bir ürünüdür ve büyük ölçüde işe yaradığı tarihsel süreç içinde test edilmiştir. Bununla birlikte, bugünkü ekonomik koşullar ve ilgili problemler Keynezyen iktisat teorisinin ortaya çıktığı 1930’lu yıllarınkinden önemli ölçüde farklıdır. Dolayısıyla bugünün sorunlarına tatminkâr düzeyde çözümler getirebilmek için bu teoride de gerekli değişikliklerin ve iyileştirmelerin yapılması, eksiklik ve yanlışlıkların giderilmesi gerekmektedir. Keynes’in, işsiz kalan her bireyin toplam talepte bir azalmaya yol açacağı ve bunun da yaşanmakta olan bir krizi daha da şiddetlendireceği şeklindeki saptaması, ekonomik krizlerin nasıl aşılabileceğine yönelik çok önemli bir ipucu sunmaktadır. Bununla birlikte Keynes, bu önemli ipucunu takip etmek yerine işsizlik sorununu piyasa mekanizmasına bırakmıştır. Oysa ekonomik bir krizin aşılmasını zorlaştıran en önemli sorun, işsizlik düzeyindeki artıştır. Bir ekonomik krizin ne kadar sürede, hangi sosyal ve ekonomik maliyetlerle atlatılabileceği, işsizlik sorunuyla ne kadar çabuk ve doğrudan mücadele edildiğiyle yakından ilgilidir. Bu nedenle, işsizliğin piyasa mekanizması aracılığıyla yeterince ve zamanında azalmasını beklemek aşırı iyimserliktir. Bu noktadan hareketle bu çalışmada devlete; genel olarak sosyal refahı artırmak, özel olarak ise kriz riskini azaltmak ve önlenemeyen bir krizin hafif atlatılmasına hizmet etmek için doğrudan roller biçilmiştir. Sözü geçen amaçlara hizmet edebilecek araçlar olarak da çalışmada, birisi tümüyle orijinal olmak üzere toplam beş “otomatik istikrar sağlayıcı” kurum oluşturulması önerisinde bulunulmuştur.
Keynezyen iktisat neo-liberal iktisat ekonomik kriz döngü karşıtı politikalar devletin nihai işveren olma politikası
Advocates of neo-liberal economic view have a tendency to ignore realities for the sake of the theory they worship. On the other hand, the presence of an economic crisis cannot be ignored since even the blind can see it. After the global economic crisis, it has become increasingly difficult to find new worshipers for the market mechanism. Indeed, dominance of neo-liberal economics can be said in the beginning of the end. When theories are confronted with serious crises, it becomes increasingly difficult to ignore harsh realities and they are obliged to be more realistic. Keynesian economic theory that emerged in 1930s has been a product of the Great Depression that has started in 1929. The Keynesian economic theory has been applied in many countries during decades and proved itself as largely useful before it fell from grace in 1970s. The current world economic conditions and related problems are undoubtedly very different from 1930s. Therefore, to bring satisfactory solutions for today’s problems Keynesian theory requires a top-down rejuvenation and reinforcement with some improvements. Keynes had pinpointed that every unemployed individual cause a reduction in the aggregate demand, which would exacerbate an economic crisis. This is a very important clue to overcome an economic crisis. Nevertheless, Keynes fell short to follow up his clue to develop an unemployment reduction mechanism through government intervention. Instead, he left this problem to the market mechanism for inferior outcomes. Yet the basic problem that makes an economic crisis difficult to overcome is the rise in unemployment levels. How long an economic crisis will last and which social and economic costs will be paid is closely related to how quickly and directly it is combated with the unemployment problem. Markets do not have any unemployment prevention mechanisms. Moreover, it is unrealistic to expect from market mechanism to reduce unemployment timely and adequately. Keeping this in mind, present study assignees much larger and direct roles for government than the dominant economic paradigm does. These roles are not only confined to increasing social welfare but also reducing risk of an economic crisis to occur and moderating the negative effects of an unavoidable crisis. For the purposes mentioned above this paper has proposed to establish five “automatic stabilizer” tools, which one of them is completely original.
Keynesian economics neo-liberal economics economic crises counter cyclical tools employer-of-last-resort policy
Diğer ID | JA39EN57DR |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 3 Sayı: 6 |