Kamusal söylemde, tipik olarak birbirinden farklı iki kavram olan "din" ve "şiddet", kitle iletişim araçları vasıtasıyla günümüzde sıklıkla aynı bağlamda kullanılmaktadır. Bu sürecin bir sonucu olarak, din ve şiddet o kadar tartışılmaz bir biçimde iç içe geçmiş görünmektedir ki, bu birlikteliği sorgulamak bile anlamsız bir eylem olarak değerlendirilebilmektedir. İnsan algısının ana yönlendirici unsuru olarak din, şiddet ve kitle iletişim araçları arasındaki kavramsal veya algısal bağlantılar, bu makalede gösterilmekte ve bu doğrultuda tartışılmaktadır. Algı öyle bir biçimde yönetilmektedir ki, din gibi özünde ve ontolojik olarak barış üreten bir kurum bile kitle iletişim araçları vasıtasıyla şiddet gibi zıt anlamlılarıyla sorunsuz bir biçimde yan yana getirilebilmekte ve anılabilmektedir. Aslında, bu iki kavramın, bir dikotominin iki zıt ucunu oluşturması gerekir. Ancak, bu durumda, söz konusu ikili karşıtlık kurnazca, dinin doğrudan şiddet ve terörle eşitlendiği ve tam tersinin yani şiddet ve terörün de din ile birlikte bir solukta anılabildiği tekilliğe dönüştürülmektedir. Kitle iletişim araçlarının bu dönüşüm sürecindeki belirleyici rolü, düşünce denetimi de dikkate alınarak, eleştirel bir biçimde tartışılmaktadır. Bu bağlamda, gerekli rızayı ya da itirazı üretirken, düşünce ve eylem denetimi uygulamak için sert ve yumuşak güç kullanımının olası işlevleri ön plana çıkarılmaktadır.
Din Şiddet Kitle İleitişim Araçları Terör Kültür Düşünce Denetimi Sert ve Yumuşak Güç
In public discourse, the two typically different concepts “religion” and “violence” are frequently used nowadays in the same context through the agency of mass media. As a result of this process, religion and violence seem so indisputably intertwined that even questioning this combination can be considered meaningless. The conceptual or perceptive connections between religion, violence and mass media as main guiding elements of human perception are illustrated and accordingly discussed in this paper. The perception is managed in such a manner that even intrinsically and ontologically a peace generating institution like religion can smoothly be put and mentioned together with its antonyms such as violence through the medium of mass media. In fact, these two concepts should form the two opposite ends of a dichotomy. However, in this case, the binary opposition concerned is transformed cunningly into the singularity, in which religion is directly equated with violence and terror and vice versa, in which violence and terror can be mentioned in the same breath as religion. The decisive role of mass media in this transformation process is also critically discussed by taking thought control into account. In this respect, probable functions of the use of hard and soft power are brought to the fore in order to exert thought and action control whilst manufacturing necessary consent or dissent.
Religion Violence Mass Media Terror Culture Thought Control Soft and Hard Power
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sosyal Medya Çalışmaları, İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | TOBİDER - Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi Cilt 7 Sayı 2 |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |