Rûzbihân-ı Baklî (ö. 606/1209) İranlı meşhur sûfî, âlim ve şairdir. ‘Arâʾisü’l-beyân fî hakā’ikı’l-Ḳur’ân isimli tefsir onun Arapça kaleme aldığı eseridir. Baklî bu tefsirinde tamamen Kur’ân âyetlerinin işârî/bâtınî manalarına odaklanmıştır. Onun eserleri ve düşünceleri hakkında ülkemizde yapılan çalışmalar ise azdır. İşte bu çalışma Baklî’nin ‘Arâʾisü’l-beyân isimli tefsiri çerçevesinde marifet-i ilâhiye ile ilgili görüş ve düşüncelerinin ortaya konulmasını amaçlamıştır. Böylece Baklî, eserleri ve düşüncelerinin tanınırlığına katkı sunulması hedeflenmiştir. Bu çerçevede Baklî’nin tefsirinde marifet kavramı taranarak onun konu ile ilgili görüşleri başlıklar altında tasnif edilmiş ve bunlardan hareketle ulaşılan sonuçlar kaydedilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla marifet, Baklî’nin işârî yorumlarının başta gelen en önemli kavramıdır. Bu kavramla beraber en çok zikrettiği ve üzerinde durduğu kavramlar ise muhabbet, aşk, şevk ve tevhittir (iman). Zira ona göre insanın kemâli olan velâyeti ancak marifet, muhabbet, şevk ve aşk makamlarıyla tamam olur. İman ise bütün hal ve makamların kaynağıdır. Baklî, âyetlerin işârî tefsirinde sâlikin Allah’a olan yolculuk süreci (seyrüsülûk) merkeziyetinde yorumlar yapmaktadır. Bu itibarla tefsiri hakikat yolcusunun ayrıntılı bir vuslat yolu rehberi olarak nitelenebilir görünmektedir. Baklî, yaratılışı kenz-i mahfî rivayeti çerçevesinde Cenâb-ı Hakk’ın bilinmeyi sevmesine irca etmektedir. Böylece insanın varlığından ve hayatından ileri gelen en önemli gayenin iman, ubûdiyet, marifet ve muhabbet mukabelesi olduğunu tespit etmektedir. O, insanın üstünlüğünü kapsamlı mahiyeti itibariyle marifet-i ilâhiyedeki yetkinliğine bağlamaktadır. Cenâb-ı Hakk’ın hakikati itibariyle marifete konu olmadığını, sıfatları itibariyle ise ancak sınırlı olarak bilinebileceği görüşündedir. Baklî, istidlâlî olandan öte müşahedeye dayalı marifetin hakikat ifade edebileceğini nazara vermektedir. Marifet açısından mücâhede ve riyazeti önemsemekle beraber Cenâb-ı Hakk’ın inâyet ve tevfîkinin esas olduğuna özellikle vurgu yapmaktadır.
Rūzbihān Baqlī (d. 606/1209) is a famous Iranian Ṣūfi, scholar and poet. The commentary named ‘Arā’is al-Bayān fī haqāik al-Qur’ān is his work written in Arabic. In this commentary, Baqlī focused entirely on the işārī/ bāṭinī/esoteric meanings of the Qur’ānic verses. Studies on his works and thoughts in our country are few. This study aims to reveal Baqlī’s views and thoughts regarding divine knowledge within the framework of his commentary named ‘Arā’is al-Bayān. Thus, it is aimed to contribute to the recognition of Baqlī, his works and thoughts. In this context, the concept of knowledge was scanned in Baqlī’s commentary, his views on the subject were classified under headings and the conclusions reached based on these were recorded. As far as we can determine, knowledge is the most important concept of Baqlī’s işārī interpretations. Along with this concept, the concepts he mentions and emphasizes the most are affection, love, enthusiasm and monotheism (faith). Because, according to him, man's perfection, which is his sainthood, can only be completed with the levels of knowledge, affection, enthusiasm and love. Faith is the source of all states and positions. Baklī, in the ishari interpretation of the verses, makes comments centered on the journey process (seyrüsülûk) of the saint to Allah. In this respect, it seems that his commentary can be described as a detailed guide to the journey of truth. Baklī attributes creation to God Almighty's love to be known within the framework of the narration of kenz-i mahfī. Thus, he determines that the most important purpose of human existence and life is the response of faith, worship, knowledge and affection. He attributes the superiority of man, in its comprehensive nature, to his competence in divine knowledge. He is of the opinion that God Almighty is not subject to knowledge in terms of his reality, and can only be known to a limited extent in terms of his attributes. Baklī considers that knowledge based on observation rather than inference can express truth. Although he attaches importance to struggle and asceticism in terms of knowledge, he especially emphasizes that God Almighty's grace and support are essential.
Çalışmamız etik kurul onayı gerektiren bir çalışma değildir. Çalışmanın tüm aşamalarında bilimsel kurallar göz önünde bulundurularak etik kurallara uyulmuştur.
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tasavvuf |
Bölüm | Uluslararası Toplumsal Bilimler Dergisi Cilt 7 Sayı 3 |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 3 |