Inherited disorders of amino acid metobolism or homocysteine metobolism have been implicated in the pathogenesis of vascular disease. The authors investigated the clinical significance of homocysteine level determination in diagnosis of coronary artery disease (CAD). The study patients (n=80), based on angiographic results, were categorized as a normal coronary group (n=30) and a CAD group (n =50). Patients with coronary artey disease had a higher homocysteine level than control subjects (19.47 ±7.13 vs 9.21±5.14 nmol/ml, p<0.001). High density lipoprotein (HDL) cholesterol levels were lower (31 ±12 vs 47±16 nmol/ml, p<0.05) and triglycerides levels were higher (198±56 vs 142±24 mg/dl, p<0.05) in patients with coronary artey disease. However plasma total cholesterol and low density lipoprotein (LDL) cholesterol levels were not significantly different between patients with coronary disease and cont rol subjects. In addition the percentage of hypertension (HT), diabetes mellitus (DM), and cigarette smokers between CAD and control groups differed significantly (for all, p<0.05). Our data suggest that hyperhomocysteinemia is highly prevalent in patients with risk factor for atherosclerosis. Homocysteine level should be measured routinely in patients with risk factors for atherosclerosis and treated. Key words: Homocysteine, Coronary artery disease
Amino asit metabolizması veya homosistein metabolizmasına ait kalıtsal bozukluklar v asküler hastalıkların patogenezinde söz edilmektedir. Biz koroner arter hastalığının (KAH) teşhisinde homosistein seviyesinin saptanmasının klinik önemini araştırdık. Çalışma hastaları (n=80) anjiyografik sonuçlara dayanarak normal koroneri olan grup (n=30) ve koroner arter hastalığı olan grup (n=50) olarak katogorize edildi. Koroner arter hastalığı olan hastalar normal kontrol grubundan daha yüksek homosistein düzeylerine sahipti(19.47 ±7.13'e karşın 9.21 ±5.14 nmol/ml, p<0.001). Koroner arter hastalarında yüksek dansiteli lipoprotein (HDL) düzeyleri daha düşük (31±12‘e karşın 47±16 nmol/ml, p<0.05), ve trigliserit düzeyleri daha yüksek idi (198 ±56'e karşın 142±24 mg/dl, p<0.05). Fakat KAH grubu ile kontrol grubu arasında plazma total kolesterol ve düşük dan siteli lipoprotein düzeyleri açısından önemli bir fark yoktu. Ayrıca KAH grubu ile kontrol grubunda hipertansiyon (HT), diabetes mellitus (DM) ve sigara içiciliğinin yüzdesi açısından önemli bir fark vardı (Hepsi için, p<0.05). Bizim verilerimiz hiperhomosisteineminin ateroskleroz için risk faktörlerine sahip hastalarda yüksek prevalansa sahip olduğunu göstermektedir. Ateroskleroz için risk faktörleri incelemesinde homosistein seviyesine de rutin bakılmalı ve tedavi edilmelidir. Anahtar kelimeler: Homosistein, Koroner arter hastalığı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2001 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2001 Cilt: 8 Sayı: 4 |