In the post-Cold War era, there had been making propagandas as to the communist threat was over and international relations would be built according to liberal values. However, Hugo Chavez, who was elected president in 1998, came to power and challenged the system that the US was the only supreme power. It is of great importance that the first opposition to the unipolar system is experienced in a geography that is seen by USA as its backyard. After Chavez, the leftist leaders and parties came to power in several Latin America countries. However, by 2015, left parties either lost public support or were removed from power for various reasons. Besides, authoritarian tendencies emerged in countries such as Venezuela. Following the right parties had come to power for a while, the leftist parties in Latin America rose again by democratic ways. Within the scope of the developments in progress, it becomes significant what kind of position the left administrations that come to power will adopt. It can be said that this has both the regional and international dimension for Latin America. In this study, the second rise of the left in Latin America is examined within the scope of modern world-system theory.
Soğuk Savaş sonrası dönemde artık komünist tehdidin bittiğine ve liberal değerler üzerinden uluslararası ilişkilerin inşa edileceğine dair propagandalar yapılmaktaydı. Lakin 1998 yılındaki seçimi kazanan Hugo Chavez, iktidara gelmiş ve ABD’nin tek hâkim güç olduğu sisteme karşı çıkmıştır. Tek kutuplu sisteme ilk karşı çıkışın ABD’nin arka bahçesi olarak gördüğü bir coğrafyada yaşanması, büyük önem arz etmektedir. Chavez’in ardından birçok Latin Amerika ülkesinde daha solcu liderler ve partiler iktidara gelmiştir. Ancak 2015 yılına gelindiğinde ise sol partiler ya halk desteğini kaybetmiş ya da çeşitli gerekçelerle iktidardan uzaklaştırılmışlardır. Bununla birlikte Venezuela gibi ülkelerde, otoriterleşme eğilimleri ortaya çıkmıştır. Sağ partilerin bir süreliğine yönetime geçmesi sonrası Latin Amerika’da yeniden sol partilerin demokratik yollarla yükselişi söz konusu olmuştur. Yaşanan gelişmeler kapsamında iktidara geçen sol yönetimlerin nasıl bir tutum benimseyeceği önem kazanmaktadır. Bunun hem Latin Amerika’nın bölgesel hem de uluslararası bir boyutu olduğu söylenebilir. Bu çalışmada modern dünya-sistem teorisi çerçevesinde Latin Amerika’da yaşanan solun ikinci yükselişi incelenmektedir.
Modern Dünya-Sistem Teorisi Latin Amerika Sol Pembe Dalga ABD
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 1 |