In the last years of the Anatolian Seljukid Empire and the period of the Anatolian principalities, good friendships of Mevlevis with government officials were an important factor in building of dervish lodges. In general, it can be said that the during the periods of the Anatolian Seljukid State and the Ottoman Empire, kind and cash supports increased for the Mevlevis and their lodges within the framework of mutual assistance. All of these developments were the products of an established wellintentioned efforts. Mevlevi lodges were founded and led by a descendant of Çelebis who have been living in Konya since the 14th century. The emergence of the first Mevlevi Lodges in Anatolia happened in the time of Mevlâna’s sons and grandsons after the death of Mevlana. Especially good relations of Ulu Arif Çelebi with government officials prepared the ground for the opening of the new dervish contents in many cities. With the establishment of the Ottoman Empire, the number of the Mevlevi Lodges reached to 76, then up to 92. Because the Mevlevi order founded as a religious order, lodges have usually emerged in the large residential areas. Although our sources tell a Mevlevi Lodge existed in Ankara, its exact location, administrators, structure, perhaps most importantly basic livelihood were not known. In this study, both Şer’iyye Registries and obtained documents from the Ottoman Archive, will detect important clues about the history of the Mevlevi Lodge in Ankara.
Ottoman Empire Ankara the Mevlevis Foundation Damga İhtisab Cendere Kirpas Mukâtaaları
Anadolu Selçuklu Devleti’nin son yıllan ve Beylikler devrinde Mevlevîlerin devlet adamlarıyla kurmuş oldukları dostluklar, zamanla tarikatın büyümesinde, dergâhların inşa edilmesinde önemli bir etken olmuştur. Genel olarak söylenebilir ki; Anadolu Selçuklu Devleti’nden OsmanlI Devleti’ne kadar geçen sürede Mevlevîlerin padişah ve devlet adamlarıyla karşılıklı iyi niyetli yaklaşımları çerçevesinde gerek aynî ve gerekse Mevlevîhânelerin ihtiyacı olan nakdî yardımlar artarak sürmüştür. Bütün bu gelişmeler, tesis edilmiş olan iyi niyetli çabaların bir ürünüdür. Mevlevi tekkeleri, XIV. yüzyıldan beri Konya’da oturan ve Mevlana Celâleddîn-i Rûmî’nin soyundan gelen Çelebiler tarafından kurulmuş ve yönetilmiştir. Anadolu’da Mevlevîhânelerin ilk ortaya çıkışı, Mevlâna’nın vefatından sonra yerine geçen oğulları ve torunları zamanında olmuştur. Özellikle Ulu Arif Çelebi’nin devlet adamlarıyla kurduğu iyi ilişkiler, pek çok şehirde yeni tekkelerin açılmasına zemin hazırlamıştır. Osmanlı Devleti’nin kurulmasından sonraki dönemde ise Mevlevîhânelerin sayısı önce yetmişaltı, sonra da doksanikiye kadar ulaşmıştır. Mevlevîliğin şehirli bir tarikat olması nedeniyle kurulan tekkeler, genellikle büyük yerleşim sahalarında ortaya çıkmıştır. Elimizdeki kaynaklardan Ankara’da bir Mevlevîhânenin olduğu biliniyor olsa da bunun şehrin hangi kısmında olduğu, kimler tarafından idare edildiği, tekkenin fizikî yapısının nasıl olduğu ve bütün bu sorular içerisinde belki de en önemlisi tekkenin temel geçim kaynaklarının nelerden oluştuğu hiç bilinmemektedir. Bu yazı, gerek şer’iyye sicilleri ve gerekse Osmanlı Arşivi’nden elde edilen belgeler ışığında, Ankara Mevlevîhânesi’nin tarihi hakkında bazı bilgiler ortaya koymaya çalışacaktır.
Osmanlı Devleti Ankara Mevlevîhâne Vakıf Damga İhtisab Cendere Kirpas Mukâtaaları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 76 Sayı: 276 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.