Ondokuzuncu yüzyıl başlarında, Sultan II. Mahmut, reformları döneminde, sivil memurlara Batıdan pantolon, redingot ve fes giydirmiş, ulemâ ise geleneksel sarık ve cüppesini giymeyi sürdürmüştür. Bu, halk gözünde "kadı sarığıyla otursun" diyerek Sultan'ı razı eden Galata Mollası Keçecizade İzzettin'in ricalarıyla olabildi. İstanbul'da bulunan Avrupalılar yaz mevsiminde sıcağa karşı korunmak içi hasır şapkalarının çevresine beyaz kumaş sararak bunun temelini atmışlar ve sokaktaki Türk vatandaşı onları iyi eğitim görmüş anlamında "okumuş" olarak kabul etmiş ve saygı göstermişlerdir. Sarık bir ilim irfan belirtisi olarak da kabul edilerek bırakılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Eğitim Tarihi |
Bölüm | Çeviriler |
Yazarlar | |
Çevirmenler |
Mehmet Seyitdanlıoğlu Bu kişi benim |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ağustos 1987 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1987 Cilt: 51 Sayı: 200 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.