Atatürk 1930’da diyor ki : "Dış siyasetimizde sulh ve iyi münasebetler gayesi, samimiyetle takip olunmaktadır. Ümid ederim ki, beynelmilel münasebetlerde dostluklara vefakar olan ve hiçbir milletin aleyhinde bulunmayan açık ve salim meslek ve zihniyetimiz gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır". Türkiye Büyük Millet Meclisinin, memleketin bir kısmının düşman istilası altında iken, açılışından on yıl sonra söylenen bu sözlerde sulh ve sükûnun en açık bir ifadesi vardır. 1920-23 yılları arasındaki kurtuluş ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş günlerinde Atatürk, Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkumandan olarak milli siyaseti idare ederken esas fikrini şöyle ifade ediyordu : "Biz millet olarak kuvvet ve kudretimizi göstermedikçe hakkımızı isteyemeyiz ve koruyamayız". Onun için de, mesela 1920’deki ifadesi şöyledir : "Biz milliyetçiyiz, fakat bizimle işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz". Atatürk bu fikirlerini milli varlığımızın kuvvet ve kudretiyle ispat etmiş ve bu durumu beynelmilel sahada resmen tanıttıktan sonra silahla dövüştüğü düşmanlarına dost elini uzatmıştır. Bunlardan bilhassa Balkan Antantı üzerinde durmak isterim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 1968 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1968 Cilt: 32 Sayı: 126 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.