3 Kasım 1839'da ilan olunan Gülhane Hattı'nın devlet anlayışımızda ve devlet idaresinde modernleşmenin hakiki başlangıcı ve temeli olduğuna şüphe yoktur. Sened-i İttifak’ın da, Padişah'ın mutlak otoritesini sınırlamak gayesini güden bir vesika olmak haysiyetiyle modern Türk devletinin gelişme tarihinde "ilk âmme hukuku kaidesi" sayılabileceği ileri sürülmüştür. Sened-i İttifak’ın düzenlenmesine yol açan hadiseler silsilesi, III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd hareketi, istanbul’da yeniçeri ocağının aşağı tabaka halk ve ulemânın işbirliği ile yaptıkları ihtilal, buna karşı taşra ayanını ve hanedanlarını temsil eden Alemdar Mustafa Paşa'nın diktatörlük devri oldukça eyi bilinmektedir. Bu gelişmeleri, siyasi bakımdan İmparatorluk içinde teşkilatlı gerçek kuvvetlerin, yani Ocak, Ulema ve taşrada hakim ayanın, devletin karar verme yetkilerini fiilen ele geçirme mücadelesi şeklinde yorumlamak mümkündür. Sened-i İttifak'ın gerçek niteliğini tespit için bu noktadan hareket edeceğiz. Sonra diplomat bürokratların ilan ettikleri Gülhane Hattı'm ele alacak ve bu iki hareketin, temsil ettikleri siyasi anlayış, gelenek ve menfaatler bakımından birbirine ne kadar zıt, fakat tarihi gelişme bakımından birbirine ne derecede sıkı bir şekilde bağlı olduklarını göstermeğe çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 1964 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1964 Cilt: 28 Sayı: 112 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.