Fatih Mehmed'in, tarihi neticeleri şüphesiz çok derin ve şümüllü olmuş bir muvaffakiyeti de, Kırım hanlığını Osmanlı İmparatorluğuna bağlamak olmuştur. Evvelâ, bir zaman hemen bütün Asya'yı idaresi altına alan bir soydan, Çingiz soyundan gelen Kırım hanlarının tâbiliği Padişahlar için büyük bir şan ve şerefti. II. Bayazıt, 1484 Akkerman zaferinden sonra Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakub'a (1478 - 1490) yazdığı bir nâmede bunu bilhassa öğünerek bahis mevzuu etmekte idi Fakat ası l mühimmi Osmanlı devleti, Kırım'ın tâbiliği sayesinde Karadeniz'de hâkimiyetini sağlam bir şekilde kuruyor ve bu deniz şimalindeki ülkelerde derhal faal bir politika gütmek imkanlarını sağlıyordu: Buğdan'ın ezilmesi ve bu sıralarda Şarlk Avrupa'nın en kuvvetli devleti gibi görünen Yagellon'lar monarşisinin Karadeniz'in bu taraflarına sarkına teşebbüslerinin önlenmesi, hep bu sayede mümkün olacaktı r. Osmanlı devleti, Kırım hanlığını nasıl şimalden gelen tehlikelere karşı korumakta ise-görüleceği üzere bu tehlike ilk zamanlarda Altınordu'dan geliyordu -, Hanlı k da, onun hesabına Karadeniz'in bekçiliğini yapıyor ve Şarki Avrupa'da, bu denizde Osmanlı hâkimiyetini tehdit edebilecek her türlü siyasi inkişaflara karşı İmparatorluğun en müessir silahını teşkil ediyordu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 1944 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1944 Cilt: 8 Sayı: 30 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.