The subject of compensation, which is frequently encountered in the historical process, has emerged as a result of extraordinary situations such as war and has brought financial burdens for the part that will make these payments. In the last period, the Ottoman Empire not only had to pay war reparations, but also dealt with regional violence and made compensation payments to the victims. The conflicts that started between the Druze and the Maronites in Lebanon in May 1860 grew and spread to Damascus. As a result of the violence against Christians in Damascus, both loss of life and material losses were experienced. In this regard, the issue of resolving the incidents, punishing those who caused these incidents and compensation for those who suffered damage came to the agenda. With the involvement of European States in this issue, it soon turned into an international problem. The state, whose financial capacity is limited, could not compensate for damages with its own means, and therefore, it had to go into debt by using its prospective income. In this study, how the Ottoman Empire coped with these events, the emergence, progress, political and financial consequences of the events leading to the compensation process were investigated. And then the details of the issuance of domestic debt bonds, called “serghi”, which are used to meet the compensation payments, are discussed. Although the financial capacity of the Ottoman State was limited in period in question, it compensated the victims with the exported serghi and it was concluded that these financial practices were also effective in ensuring the peace in the region. In this study, archival sources of the period were used as the primary source.
The Ottoman Empire Syrian events compensation Serghi of Damascus domestic debt bond
Tarihsel süreç içerisinde sıklıkla karşılaşılan tazminat konusu savaş gibi olağanüstü durumlar sonucunda ortaya çıkmış ve bu ödemeleri gerçekleştirecek taraf için mali yükler getirmiştir. Osmanlı Devleti de son dönemlerinde yalnızca savaş tazminatları ödemek zorunda kalmayıp, bölgesel olarak ortaya çıkan şiddet olaylarıyla da uğraşmış ve mağdur olan kişilere tazminat ödemesi yapmıştır. 1860 yılı Mayıs ayında Lübnan’da, Dürziler ile Maruniler arasında başlayan çatışmalar giderek büyümüş ve Şam’a da sirayet etmiştir. Şam’daki Hristiyanlara yönelik şiddet olayları neticesinde hem can kaybı hem de maddi kayıplar yaşanmıştır. Bu konuda olayların çözüme kavuşturulması, olaylara sebebiyet verenlerin cezalandırılması ve zarara uğrayanlar için tazminat konusu gündeme gelmiştir. Avrupalı devletlerin de bu konuya müdahil olmasıyla kısa süre zarfında uluslararası bir sorun hâline dönüşmüştür. Mali kapasitesi kısıtlı olan devletin kendi imkanları ile zarar tazminleri yeterli olamamış ve bundan dolayı ileriye yönelik olan gelirlerini bugünden kullanarak borçlanmaya gitmek zorunda kalmıştır. Ayrıca uluslararası bir sorun hâline dönüşen bu meselenin üstesinden gelinmesi burada olayların daha da büyümesine engel olmuştur. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin bu olaylar ile nasıl baş edebildiği, tazminat sürecine giden olayların ortaya çıkışı, ilerlemesi, siyasi ve mali sonuçları araştırılmıştır. Bu çerçevede tazminat ödemelerini karşılayabilmek için ihracına başvurulan “Şam sergileri” adlı iç borçlanma tahvilinin ihracına dair ayrıntılar ele alınmıştır. Osmanlı Devleti, söz konusu dönemde mali kapasitesi kısıtlı olmasına rağmen ihraç edilen sergiler ile mağdur olan kişilerin zararlarını tazmin etmek istemiş ve bölgedeki asayişin sağlanmasında bu finansal uygulamaların da etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada, birincil kaynak olarak dönemin arşiv kaynaklarından istifade edilmiştir.
Osmanlı Devleti Suriye olayları Tazminat Şam sergileri İç borçlanma tahvili
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 87 Sayı: 310 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.