Eski çağın bir insanı birdenbire karşımıza çıksa, herhalde ona evvela hürmetle, hayretle bakarız. Biraz sonra merak ederiz, bu harikulade fırsattan istifade etmek, geçmiş zamanlar hakkında birçok şeyler öğrenmek isteriz. Kitabeler de eski çağlardan kalma insanlara benzemez mi? Onlara mazinin şahitleri dersek, boş bir söz söylemiş olmayız: ömrü boyunca kitabelerle uğraşmış bir alim de bu taşların gözü önünde nice tarihi hadiselerin cereyan ettiğini düşünüp durur. Böylece kitabe, tarihle doğrudan doğruya temasa girmemizi temin eder. Zaten eski çağ da onları bu niyetle dikmiştir : kitabenin sadece sessiz bir anıt değil, geçen yolcuyu selâmlıyarak ona bir şey anlatmasını, aklına gelen suallere cevap verebilmesini istemişti.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji (Diğer) |
Bölüm | Konferanslar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 1943 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1943 Cilt: 7 Sayı: 25 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.