Osmanlı vakıfları çok geniş bir yelpazede kendisinin şekillendirdiği ve kontrol ettiği iktisadi bir faaliyet alanı yaratmıştır. Osmanlı vakıflarını idari ve mali yönden tetkik etmek için iktisadi ve idari değerlendirmelere daha elverişli, farklı bir tasnife ihtiyaç olduğu aşikârdır. Nitekim selatin, paşa ve ümera vakıfları olarak anılan ve devletin çeşitli büroları tarafından sıkı bir denetimde faaliyetlerini yürütün merkezi vakıflar, devasa bütçeleri idare etmişlerdir. Her biri müstakil ekonomik üniteler şeklinde organize olan bu vakıflar, kuruldukları bölgelerdeki sosyal, beledi, kültürel, dinî ve kentsel yaşamın ihtiyaç duyduğu çok katmanlı ve önemli hizmetleri yerine getirmişlerdir.
Gerek bütünüyle saray kadrolarından atanan görevlilerce yönetilen veya denetlenen gerek vakıf kurucusunun kendi soyundan gelen ardıllar tarafından yönetilen merkezi büyük vakıflar, 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar belirli bir bütçe seviyesini koruyabilmişlerdir. Ancak bu yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren vakıflarda devasa bütçe açıkları görülmeye başlamıştır. İltizam, malikâne, esham ve kaime gibi uygulamaların erken modern çağdan 19. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı merkez hazinesi için savaş ekonomisinin finansmanında iç borçlanma ve kredi işlevi gördüğü bilinmektedir. Bununla birlikte Osmanlı tarihinin en yaygın ve en uzun ömürlü kurumları olan vakıfların kurumsal kriz yönetme pratikleri ile mali buhran dönemlerinde geliştirdikleri stratejilere dair bilgilerimiz henüz çok sınırlıdır. Bu tespitlerden hareketle çalışma, Osmanlı vakıf sisteminin bütçe açıkları karşısında geliştirdiği kriz yönetme pratiklerinden özellikle borçlanma stratejilerini ve sarraflarla kurulan kredi ağlarını ele alır.
The Ottoman foundations created a wide range of economic activities that they shaped and controlled. It is obvious that there is a need for a different classification which is more suitable for economic and administrative evaluations to study the Ottoman foundations in administrative and financial terms. The central foundations, the so called sultanic, pasha and umera waqfs, which carried out their activities under strict control of various state agencies, managed huge budgets. These foundations, each organized as separate economic entities, have provided multi-layered and important services necessary to the social, municipal, cultural, religious, and civic life of the regions in which they were established.
Large central foundations, either entirely governed or supervised by officials appointed from the palace staff and managed by the founder’s descendants, were able to maintain a certain level of budget until the second half of the 18th century. However, especially since the second half of this century, these waqfs have experienced large budget deficits. It is known that practices such as iltizam, malikâne, esham and kaime served the Ottoman central treasury as domestic borrowing and lending to finance the war economy from the early modern period to the mid-19th century. However, our knowledge of the institutional crisis management practices of foundations which are the most widespread and longest-standing institutions in Ottoman history, and the strategies they developed during financial crises is still very limited. Based on these findings, the study examines the crisis management practices developed by the Ottoman foundation system in the face of budget deficits, particularly the borrowing strategies and the credit networks established with sarrafs.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arkeoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 88 Sayı: 313 |
Belleten Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.