Bir devletin varlığı ve sürekliliği öncellikle millî birlik ve beraberliğini korumasına bağlıdır. Bu da bireylere millî beraberliğin ne olduğunu öğretmek ve millî şuur kazandırmakla sağlanabilir. Millî şuur, sistemli bir şekilde, ancak eğitimle gerçekleşebilir. Kültürel erozyonun önüne geçmek için de bireylere kültürel bilincin yerleştirilmesi gerekir. Bu bilincin yerleştirilebilmesi dilin ve edebî ürünlerin azami derecede öğretilmesi, içselleştirilmesi ile sağlanabilir. İlköğretim ikinci basamak Türkçe eğitimi lisans programının son hali incelendiğinde mevcut dersler ile öğretmen adaylarının bu bilinci kazanmasını ve Türkçenin inceliklerini kavramasını beklemek mümkün görülmemekte, dolayısıyla, öğretmen adaylarının ve öğrencilerinin 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, 2. Maddesi’nde belirtilen; “Türk millî eğitiminin genel amacı Türk milletinin bütün fertlerini; Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa’da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek…” hedefine ulaşamayacağı görülecektir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2010 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 27 |