İnsan, doğal-tinsel/tarihsel bir bütündür. Diğer bir ifadeyle
hem doğal/biyo-psişik, hem tinsel/tarihsel bir varlık olan insanı insan kı-
lan, sadece doğal özellik/olanaklarını (yemek içmek, boşaltmak, türünü
devam ettirmek) değil, aynı zamanda tinsel özellik/olanaklarını da gerçekleştirmesidir.
Felsefî antropoloji, bir bütün olan insanın olanakları-
nı/özelliklerini/varlık şartlarını; bilmek, yapıp etmek, değerlerin sesini
duymak, inanmak, kendini vermek, ideleştirmek, sanatın yaratıcısı olmak,
önceden görmek vs. olarak sıralar. İnsanı, olanaklarıyla ilişkisi ve onlar
karşısında takındığı tavrı göz önünde bulundurarak yaratıcı/bilge/trajik insan
ve sıradan insan olarak ikiye ayırır. Yaratıcı insan, türünün olanaklarını
gerçekleştiren kişidir. Onu o yapan bilim, sanat, felsefe, sorumluluk
gibi yüksek değerlerin belirlemesinde olmasıdır. Sıradan insan ise gerçekleştirildiği
takdirde kendisini insanlaştıracak olan olanaklara kapalı kalan;
çoğu zaman küçük, gündelik çıkarlarının peşinde, mal-mülk edinme, zengin
ve ünlü olma gibi araç değerlerin belirlemesinde olan bireydir. Diğer
bir ifadeyle yaratıcı insan, varlığının olanaklarını doğal/tinsel bütünlüğü-
nü parçalamadan gerçekleştiren, sıradan insansa gerçekleştiremeyen insandır.
Bu yazıda öncelikle insan, insanın özellikleri/olanakları, yaratıcı
ve sıradan insan kavramları tanımlanmaya çalışılmış; daha sonra yaratıcı
bir insan olan Muhsin Ertuğrul’un yaşamını konu alan Bağışla Onları
romanı ele alınmış ve roman teknik bakımdan değerlendirilmiştir.
İnsan yaratıcı insan sıradan insan biyografik roman Tarık Dursun K. Bağışla Onları.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2011 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 29 |