Modern edebiyat dünyasının Türk Edebiyatının Tanzimat öncesi dönemine olan bakışı yüzeyseldir. Bu dönemin edebi ürünlerine ve geleneğine karşı bir tavır takınma söz konusudur. Klasik Türk Edebiyatının gerçekle ilişkisi olmayan, sosyal meselelere ilgisiz, dili yabancı ve taklit ürünü bir edebiyat geleneği olduğu iddia edilmektedir. Bu iddianın desteklenmesi için kullanılan türler ile örnekleri bellidir ve klişeleşmiştir. Bunların arasında Münşeat türünün örnekleri veya Veysî, Nergisî gibi şahsiyetlerin eserleri en sık kullanılanlardır. Bu yazıda, elde çok az örneği bulunan klasik Türk hikâyesinin yanlış bilinen özellikleri hakkında birtakım bilgiler verilmesi amaçlanmıştır. Bilinen yargıların ötesinde bu dönem hikâyeleri çoğunlukla yaşanan günlük hayatı ele alırlar. Dilleri sanıldığının aksine çok karışık değildir ve günlük konuşma diline çok yakındır. Olağanüstü unsurlar çok az yer kaplar. Yaşanan hayatın her çeşit olayları ve tipleri bu hikâyelere girmiştir. Hikâyelerdeki tipler toplumun her kesiminden çok değişik karakterden oluşabilir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2011 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 29 |