İklim değişikliği başta olmak üzere pek
çok çevre sorunu artık salt bilimsel toplantılarda konuşulan bir olgu olmakla
kalmayıp tüm insanlığın günlük yaşantısını da etkilemeye başlamıştır. Edebiyatı
yalnızca bireyin kendi başına ortaya koyduğu bir sanat dalı olarak görmeyip
onun aynı zamanda toplumsal bir üretim olduğunda hemfikir isek, çevre
sorunlarının edebiyatta görmezden gelinemeyeceğinin de farkında olmamız
gerekir. Hemen hemen aynı tarihlerde yazılmış olan İngiliz yazar JM Ledgard'ın
Batır Gitsin Derin Sulara (2011) adlı romanı ve Türk yazar Buket Uzuner'in
Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları: Su (2012) adlı romanı edebiyatın çevre
problemleri ile meşguliyetini yansıtmaları bakımından önemlidir. Her ne kadar
birbirinden farklı coğrafya ve kültürün ürünü olsalar da bu iki eser doğaya
bakış itibariyle benzerlik göstermektedir. Ayrıca her iki eser de iklim
değişikliğinin romana yansımasını gözler önüne sermesi bakımından önemlidir.
Her iki eserin de mitlerden yararlanarak suyu ele alışları oldukça dikkat
çekici bir diğer ortak noktadır. Ayrıca her iki romanda da bolca yer alan
ansiklopedik bilgiler ışığında çevre sorunları ile ilgili bilgiler yer
almaktadır. Bu anlamda bahsi geçen iki roman değerlendirilip günümüz çevre
sorunlarının romanın kurgusuna nasıl sızdığı ortaya konulacak ve çevre
sorunlarını çözmede ekolojik bilinç yaratmak adına mitlerden nasıl
yararlanıldığı gösterilmeye çalışılacaktır.
Many environmental problems, especially
climate change, are not just the topic of scientific meetings. Theyhave also begun
to affect the daily life of all mankind. It is prevailing opinion that literature
is not only interested in individualistic problems it is also a social
production. In this case, we must also be aware that environmental problems
cannot be ignored in literature. Submergence, which was written by the English
writer JM Ledgardon almost in the same year (2012) with Buket Uzuner's novel
titled as Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları: Su is important in terms of
reflecting the literature’s preoccupation with environmental problems. These
two works are similar to each other in how they see the nature, though they are
products of different geographies and cultures. In addition, both novels are
significant in terms of how climate change is reflected on the novel genre. The
way both novels use myths while dealing with “water” is also worthy to discuss.
Besides, both novels contain abundant encyclopedic information about
environmental issues. In this sense, the two novels mentioned above will be
assessed to show how contemporary environmental problems permeate the fiction
and how myths are used to create an ecological awareness.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2018 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 44 |