Batı tarzı
tiyatro Tanzimat’tan sonra Türkiye’de yerleşene kadar geleneksel Türk tiyatrosu
hâkimdir. Geleneksel Türk tiyatrosu gülmece yanında şarkıya, dansa, söz oyunlarına
ve soytarılığa da dayanır. Bu yüzden geleneksel tiyatroda oyuncu kavramı
Karagöz oynatanı, meddahı, ortaoyuncuyu olduğu kadar hokkabazı, çengiyi,
soytarıyı da içine alır. Bu dönemde toplumdaki oyuncu imajı meddahlar dışında
oldukça kötüdür. Tanzimat’la birlikte yerleşen Batı tarzı tiyatroda Müslüman
bir erkek veya kadının oyuncu olarak sahneye çıkışı muhtemelen bu kötü imajın
beslediği gerekçeler nedeniyle güç olur. Tanzimat romanında tiyatro oyuncusu
kahramanlara rastlanamaması toplumdaki oyuncu imajının romana yansımalarına
dair inceleme yapmaya imkân vermez. Cumhuriyet’le birlikte Atatürk’ün tiyatroya
ve tiyatro oyuncularına sahip çıkması ve onları teşvik etmesi Türk tiyatrosunun
sorunlarını büyük ölçüde giderir. Tiyatro oyuncusunun toplumdaki imajının
Cumhuriyet devri Türk romanına yansımaları oyuncunun geçmişten gelen kötü
imajının değişip değişmediği hakkında fikir verebilir. Bu çalışmada bu amaçla,1923-60 arası yazılmış
ve kahramanları tiyatro oyuncuları olan romanlar incelenmiştir. Bu romanlar;
Peyami Safa’nın Mahşer (1924), Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal (1936), Reşat Enis Aygen’in Yolgeçen Hanı (1936), Peride Celal’in Atmaca (1944), Muazzez Tahsin Berkand’ın Lale (1945), Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Sahnenin Dışındakiler (1950) ve Reşat Nuri Güntekin’in Son Sığınak (1961) romanlarıdır.
Tiyatro oyuncusu kahramanlar Türk romanı toplumsal bakış oyuncu imajı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 2 Eylül 2019 |
Kabul Tarihi | 8 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 47 |