Konuşulan Türkçenin imkânlarından hareketle tespit ettiği Türk’ün edebiyatını yapmak üzere hikâyeler kaleme alan Ömer Seyfettin, Türk hikâyesinin modernleşmesinde önemli bir yere sahiptir. O, halk kültür ve yaşayışını şekillendiren irfanı, realiteyi gözeten milliyetçi bir duyuşla hikâyelerinde fark ettirmenin gayreti içindedir. Onun sosyal faydacı sanat anlayışı, bu duyuştan yol bulan mefkûreciliğinden beslenerek hikâyelerinde iki tipin öne çıkmasına zemin hazırlar. Bunlardan ilki, ‘kahraman’ı temsil eden olumlu tiptir ve nihai formuna epik hikâyelerde kavuşur. Yaşanılan savaş ve inkıraz çağının ihtiyaç ve gerekleri gözetilerek önerilen kahramanın şahsında teklif edilen değerler, aynı zamanda ‘biz’in temsillerini oluşturmaktadır. Tercih, tutum ve davranışlarıyla ‘biz’i yaşatan kahramanın karşı kutbunda yer alan ‘şarlatan’ tipi ise olumsuz bir tip olarak mizahi hikâyelerine konu olur. Şarlatanın her durum ve şartta ‘ben’ini gözeten fırsatçılığı mizah yoluyla tenkit edilerek yerilir. Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde şarlatanı temsil eden Efruz Bey tipi, aynı adı taşıyan roman hacmindeki seri hikâyelere varlık kazandırır. Bu çalışma, bir tip olarak Efruz Bey’in temsil ettiklerini, onu şarlatanlığa götüren hastalıklı bir narsisizmin neden olduğu yabancılaşmayı, adından hareketle izaha çalışmaktadır.
Ömer Seyfettin Efruz Bey tip isim sembolizmi narsisizm yabancılaşma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ağustos 2020 |
Kabul Tarihi | 29 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 48 |