Hayatın her alanında kadınları erkek tahakkümünden kurtarmayı amaçlayan feminizm hareketi, 1960’lardan itibaren Türkiye’de de yükseliş göstermeye başlar. Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi ilk kadın yazarlarından Suat Derviş [Baraner] de bu yolda eserler veren yazarlardandır. Suat Derviş, sosyo-ekonomik şartların kadın – erkek ilişkilerine yansımasından hareketle kadın – erkek eşitliğini savunan bir yazardır. Suat Derviş, Ankara Mahpusu isimli romanıyla, sosyo-ekonomik değişikliklerin kadınlar üzerindeki etkilerini ortaya koymuştur. 1945 yılında Haber gazetesinde Zeynep İçin adıyla tefrika edilen romanın ilk baskısı 1968 yılında Ankara Mahpusu adıyla yapılmıştır. Feminizm açısından edebiyatımızın erken dönem örneklerinden olan Ankara Mahpusu’nda aynı zamanda kapitalist sistemin de eleştirisi yapılır. Sözlüklerde “anamalcılık” olarak tanımlanan kapitalizm, sermayenin ve üretim araçlarının tek elde toplanması amacına dayanır. Ankara Mahpusu romanında Şakir Efendi’nin ölümünden sonra mal varlığı eşi Zeynep’e kalır. Bu aşamadan sonra ortaya çıkan Zeynep’le romanın başında tanıdığımız Zeynep birbirinden çok farklıdır. Bu farklılık önce kadınsı özellikleriyle ön plana çıkan Zeynep’in sermaye sahibi olduktan sonra erkeksileşmesi şeklinde ortaya koyulmuştur. Bu çalışmada, erkek egemen dünyada mücadele eden kadının kapitalizmin etkisiyle cinsiyetinden vermek zorunda kaldığı ödünler tespit edilmiştir. Bu tespitlerden hareketle Ankara Mahpusu romanında, kapitalizm karşısında Marksist feminizmin var olma koşullarının tam anlamıyla sağlanamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Şubat 2021 |
Kabul Tarihi | 16 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 50 |