Kentleşme süreci ve şehirler, geçmişten günümüze yapısal olarak birçok kez değişime uğramıştır. Nüfusun sürekli artması, hakim ekonomi politikaları ve güncel teknolojik gelişmeler; bu değişim sürecinin temel nedenleri arasındadır. Tüm bu etkenler bir araya gelerek, kentsel alanlarda doğal ve yapılı çevrenin uyumunu bozmakta ve çevreyi kirleterek gelecek nesillere aktarılacak olan ekosistemde sorunlara neden olmaktadır. Bu noktada planlama disiplini, kirliliğin nasıl önlenebileceğini ve kentlerin doğa ile daha uyumlu nasıl tasarlanabileceği üzerinde tartışmaya başlamıştır. Bu düşünceden yola çıkılarak eko-kent söylemi geliştirilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, dünyada ve Türkiye'deki eko-kent girişimi deneyimlerinin olumlu ve olumsuz yönlerinin değerlendirilmesinden bir pilot proje için yararlanılmasıdır. Bu amaçla ekolojik planlama ve ekolojik yaşanabilirlik analizi bir yerleşim üzerinden örnekleme ile açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemi Kastamonu ilinin, bir Karadeniz kıyı yerleşimi olan Cide ilçesidir. Karadeniz Bölgesi'nin en uzun kumsal sahiline sahip olan Cide, aynı zamanda eşsiz bitki örtüsü ve diğer birçok doğal zenginliğe sahip milli parklar ile bütünleşen bir kenttir. Eko-kent projesi başlatılması ile Cide’nin; kendi kendine yetebilen, ekolojik olarak sürdürülebilir, ekonomik gelişmesini bu yönde kurgulamış, genç nüfusunun dış göçünü durdurmuş ve böylece benzer kentler için örnek oluşturacak bir kent olması hedeflenmiştir.
Konular | Mühendislik |
---|---|
Bölüm | Fen Bilimleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 10 Sayı: 2 |