Amaç: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2020 verilerine göre meme kanseri dünyada en sık görülen kanser türüdür. İkibinyirmi sonu itibariyle dünya çapında son beş yılda meme kanseri tanısı almış 7,8 milyon kadın bulunmaktadır. Bu sayılar meme kanserini prevelansı en yüksek kanser yapmaktadır. DSÖ verilerine göre meme kanseri kadınlarda en çok DALYs (Disability Adjusted Life Years) olan kanser türüdür. Bu da sağ kalım süresinin uzadığını ve hastaların tedavi sonrası fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarının önem kazandığını göstermektedir. Bu çalışmada meme kanseri nedeniyle operasyon geçiren kadın hastaların, tanı ve tedavi süreçleri sırasındaki deneyimleri ile yaşamış oldukları zorlukların hayat kalitelerine etkisinin niteliksel olarak incelenmesi amaçlandı.
Gereç-Yöntem: Araştırma niteliksel tiptedir. Çalışma evrenini meme kanseri sebebiyle operasyon geçiren kadın hastalar oluşturmaktadır. Katılımcılar meme kanseri ilişkili sivil toplum kuruluşlarında üye ve/veya görevli kişilerden seçilmiştir. Kartopu örnekleme yöntemiyle yedi kişiye ulaşılmıştır. Çalışmada sosyodemografik sorular ve yarı yapılandırılmış soruları içeren soruları içeren soru formu kullanılmıştır. Görüşmeler ortalama 30-90 dakika sürmüştür. Görüşme sonrasında transkriptler oluşturularak betimsel analiz yapıldı. Araştırma sonucu elde edilen veriler kelime kelime çözülüp bilgisayara girilmiş ve tematik içerik analizi yöntemiyle Atlas.ti programı kullanılarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Yaş ortalaması 55,28 olan yedi kadın hasta ile görüşülmüştür. beş katılımcının medeni durumu evli, iki katılımcının ise bekardır. Katılımcıların çoğu aldıkları sağlık hizmetinden memnuniyetleri belirtmelerine rağmen hastane işleyişinden şikayetçi olduklarını ve bilgilendirmenin yetersiz olduğunu ifade etmişlerdir. Hastalar genellikle tanı ve tedavi sürecinin hızlı ilerlediğini ve bundan memnun olduklarını belirtmişlerdir. Tedavi sürecinde hastaların kemoterapi hakkında endişelerini dile getirdikleri gözlemlenmiştir. Hastaların bir kısmı sürecin maddi yükünün kendilerini zorladığını belirtmiştir. Hastalar meme kanseri için ideal sağlık sistemini çok beklemedikleri, sistematik ilerleyen, herkes tarafından kolay ulaşılabilir olarak tanımlamışlar. Anlayışlı ve iyi bilgilendiren bir doktorun önemini vurgulamışlardır.
Hastalar tanı aldıklarında başlangıçta ölüm korkusu hissettiklerini daha sonra kısa sürede ne yapmaları gerektiğine odaklandıklarını ifade etmişlerdir. Hastaların hayat tarzında, hayata bakış açılarında, beden algılarında ve sosyal çevrelerinde farklı düzeylerde değişimler gözlenmiştir. Evli hastalar bu süreçte eşleriyle ilişkilerinin güçlendiğini ifade etmiştir. Hastaların hepsi hayatlarındaki stres ve üzüntüler sebebiyle kanser olduklarını düşündüklerini dile getirmişlerdir. Diğer kadınlara tarama yaptırmalarını, psikolojik destek almalarını ve rutinlerine devam etmelerini tavsiye etmişlerdir.
Sonuç: Meme kanseri tanı ve tedavi süreci hastalar için fiziksel, psikolojik ve maddi yönlerden zorlayıcı olabilmektedir. Muayene sürelerinin yeterli olması, gerekli bilgilendirmelerin yapılması hastanın tedaviye güvenini arttırarak hastalıklarına yönelik endişelerini azaltabilir ve hastaların tedavi uyumlarımı kolaylaştırabilir. Biz bu süreçte hasta yakınlarının da süreç ve hasta psikolojisi hakkında bilgilendirilmesini önermekteyiz. Bu yaklaşım hastanın tedavi uyumunu ve duygu durumunu pozitif yönde etkileyebilir.
meme kanseri niteliksel araştırma hasta bakış açısı deneyimler
Yoktur
Sayın Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Özaydın'a araştırma tasarımı ve veri toplama sürecindeki katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.
Aim: According to the World Health Organization (WHO) 2020 data, breast cancer is the most common type of cancer in the world. By the end of 2020, there are 7.8 million women worldwide who have been diagnosed with breast cancer in the last five years. These numbers make breast cancer the cancer with the highest prevalence. According to WHO data, breast cancer is the type of cancer with the highest DALYs (Disability Adjusted Life Years) in women. This shows that survival time is prolonged and the physical and psychosocial needs of patients gain importance after treatment.
This study was designed to understand the needs of patients in order to understand deeply what they went through during the process and to increase their quality of life, and aimed to qualitatively examine the experiences of female patients who underwent surgery for breast cancer regarding the diagnosis and treatment processes.
Materials-Methods: The study is of qualitative nature. The population of the study consists of female patients who underwent surgery for breast cancer. 7 people were reached with the snowball sampling method. A questionnaire including sociodemographic questions and semi-structured questions was used in the study. Interviews lasted 30-90 minutes on average. The data obtained as a result of the research were decoded word by word, entered into the computer and evaluated using the Atlas.ti program with thematic content analysis method.
Results: Seven female patients with a mean age of 55.28 were interviewed. The marital status of the five participants was married. Most of the participants stated that they complained about the operation of the hospital and that the information was insufficient. Patients generally stated that the diagnosis and treatment process progressed rapidly and they were satisfied with it. It has been observed that patients expressed their concerns about chemotherapy during the treatment process. Some of the patients stated that the financial burden of the process was challenging them. Patients defined the ideal health system for breast cancer as they did not expect much, systematically progressing and easily accessible by everyone. They emphasized the importance of an understanding and well-informed doctor.
The patients stated that they initially felt fear of death when they were diagnosed, and then they focused on what to do in a short time. Different levels of changes were observed in the patients' lifestyle, perspective on life, body perception and social environment. All of the patients stated that they thought they had cancer due to stress and sadness in their lives. They advised other women to get screened, seek psychological support, and continue with their routines.
Conclusion: Breast cancer diagnosis and treatment process can be physically, psychologically and financially challenging for patients. Adequate examination times and providing necessary information can increase the patient's confidence in the treatment, reduce their concerns about their diseases, and facilitate the treatment compliance of the patients. In this process, we recommend that the relatives of the patients be informed about the process and patient psychology. This approach can positively affect the patient's treatment compliance and mood.
Breast cancer qualitative research patient-reported outcomes experiences
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 10 Sayı: 2 |