inşa ettiği hareketli esnek Türk medeniyeti mimarisi içinde bu yaratılan türkülerin ortak duygu ve düşünceleri ve yaşanılan hayat sahnelerini ve tabiat şartlarını tasvir etmesi, onları söz ve ezgi eşliğinde ölümsüz metinlere dönüştürmesi ve bunları sürekli hatırlanabilir ve taşınabilir bir kültürel kalıba dökerek muhafaza etmesi sürekliliğin bir başka boyutudur. Bu boyutta, hayat, sözlü veya yazılı taşınabilir ve muhafaza edilebilir bilgi ve deneyim birikimi ile yürür. Önasya coğrafyası üzerinde göçerevli Türkmen boy, oymak ve obaları, çevrelerinde öbeklenmiş ve yerleşikliğe geçmiş kardeş veya akraba boy ve oymakların kurumuş olduğu şehir, kasaba ve köylerin arasında ömür sürmüşlerdir. Dolayısıyla, kültürel kalıplara dökülmüş biçimde yaratıcılıklarını bu medeniyet mimarisi içinde söze ve ezgiye döküp türkülere dönüştüren sazşâirleri, göçerevlileri olduğu kadar yerleşikleri de etkilemişlerdir. Hiç şüphesiz, yerleşikler, onların sözünde ve ezgisinde geçmiş hayatın sesini, hasretini duymuşlar, kendi maceralarından izler bulup iç geçirmişlerdir. Göçerevliler için ise, bu türküler, onların hayatını, yahut yaşadıkları maceraları veya günlük işleri anlattığından dolayı, her yerde kendileriyle beraberdirler. Türküler, onlar için, günlük hayatın olduğu kadar, içinde bulundukları hayat içinde kendileriyle özdeşleşmiş, biri birinden ayrılmaz ve biri birini
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 7 Sayı: 11 |