The article is about the Tatar society’s contemporary political and socio-cultural survival in the Russian Federation during the post-Soviet era. The ideas and policies which are shaped by the Tatar intelligentsia for this survival are considered in the framework of “nation” and “nationalization”. In the debate, the category of ”historical nation”, which connects with national self-construction process and the concept of sovereignty is already taken for granted for the Tatar national identity formation. The phenomenon of being a Tatar is discussed in the scope of Soviet legacy. Internal dynamics which determine and lead neo- national policy applied by V. Putin, the President of Russian Federation, are explained. The policies from the centre to periphery in the Tatar case, and the capabilites of “challenge” of the non-Russian nationalities to these policies are discussed.
Makale Sovyet parçalanmasının üzerinden geçen zaman diliminde, Rusya Federasyonu’nda Tatar toplumunun hâldeki siyasî ve sosyo-kültürel hayatiyeti üzerinedir. Bu hayatiyet için Tatar aydınları tarafından biçimlendirilen düşünce ve politikalar ise “millet” ve “milletleşme” kavramlarının merkezinde ele alınmaktadır. Tartışma alanı, “kendi oluş” (samobıtnost’) ve egemenlik (suverenitet) kavramları ekseninde, kendi oluşu biçimlendiren “tarihli millet” kategorisini Tatar milleti için peşinen kabul eder. Tatarlık olgusu, Sovyet mirası meselesi içinde sorgulanmaktadır. Rusya’nın özellikle V. Putin’le beraber yeni milliyetler siyasetini belirleyen ve biçimlendirip yönlendiren iç dinamiklerin rolü de tartışılmıştır. Rusya Federasyonunda Tatar bağlamında merkezden çevreye politikalar ve uygulamalar, Rus olmayan milletlerin de bu politikalara karşıt “meydan okuma” potansiyelleri de bu seviyede ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 8 Sayı: 14 |