Mezopotamya/ Sümer medeniyetinde doğup antik Yunan felsefe okulunda sistematize edilen kozmoloji, astronomi, coğrafya ve zooloji türünde eserler, antik Yunan’dan İskenderiye okuluna kadar önemli bir gelişim geçirmiştir. Bu türdeki eserlerin İslam dünyasındaki çevirilerinin önemli bir kısmı “Acâibü’l-mahlûkât” adını taşıyan yarı ampirik yarı fantastik metinlerdir. Kazvînî’nin “Acâibü’l-Mahlûkât”ı Türkçeye en çok tercüme edilen eser olmuştur. Ahmed-i Bîcân, tercümesinin girişinde tür hakkında önemli bilgiler verir. Bunlardan biri de türü, “İskendernâme” metinleriyle ilişkilendirmemize destek olan ifadedir. Ahmed-i Bîcân, İskender zamanında büyük hakîmlerin toplanıp yerler ve göklerin mahiyetine dair kararlar verdiklerini söyler. Bu ifade, İskendernâme’lerde Sokrates, Hipokrat, Platon ve Aristoteles’in, anakronik olmasına rağmen, neden İskender’in hocaları olarak anıldığını gösterir. Çalışmada, “Acâibü’l- Mahlûkât”larla, “Alexander Romence”lar, bazı antik dönem tarihleri ve İskendernâme metinleri üzerinde karşılaştırmalı okumalar yapılmıştır. Böylece İskendernâme ve Acâibü’l- Mahlûkât metinlerinden doğan, kültür ve edebiyatımızda geniş yansımaları olan bazı unsurların kökenlerine ulaşma hedeflenmektedir. Buradan sağlanan verilerle Klasik Türk Edebiyatında “dünya”, “coğrafya”, “astroloji” “kozmogoni” ve çeşitli bilimlerle ilişkili sembolik- alegorik yapıların altında yatan ilmî ve kültürel örüntüye ışık tutmak ve ilgili literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Zira bilimlerin kültürel varlığı edebi eserlerde yaşamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 40 |