Toplumun bir ferdi ve sözcüsü olarak âşık, şahit olduğu veya duyduğu olaylara kayıtsız kalmayan bir sanatçıdır. Şiirlerinde bilhassa toplumsal konular üzerinde durmayı kendine görev edinen âşık, bu bilinçle mizahi veya ciddi bir üslup takınarak duygu ve düşüncelerini dile getirir. Toplumsal konular içinde farklı etkenler nedeniyle ayrışmış gruplar arasında meydana gelen çatışmalar ve anlaşmazlıklar önemli bir yere sahiptir. Din ve ırk olguları, dünyada toplumlar arasındaki ayrışmaları tetikleyen başat etkenlerdir. Tarihsel süreçte bu tip bir ayrışmanın yaşandığı yerlerden biri de Kıbrıs’tır. Yaklaşık beş yüz yıldır bir Türk vatanı olan ada, maalesef 20. yüzyılın başlarından itibaren güzelliğine gölge düşürecek kötü olaylara sahne olmuştur. Kıbrıs’ın 1925 yılında İngiliz yönetimine geçmesi, adada yaşayan iki toplum (Türkler ve Rumlar) arasındaki dengelerin Rumların lehine dönmesine sebebiyet vermiştir. Böylece adada yaşayan Türkler, batılı güçler tarafından şımartılan ve desteklenen Rumların kötü muamelelerine maruz kalmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve halkı adadaki soydaşlarına yönelik yapılan zulme sessiz kalmamış, adada gerçekleşen Türklere yönelik maddi ve manevi şiddete her platformda tepki göstermiştir. Tepki gösterenler arasında halkı sözcüsü olarak tanımlanan âşıklar da vardır. Âşıklar, bu insanlık dışı muameleleri olayların başladığı günlerden itibaren şiirlerinde dile getirmişlerdir. Anlaşılacağı üzere âşıkların Kıbrıs sorunuyla ilgili üretimleri yalnızca 1974’te yapılan barış harekâtıyla sınırlı değildir. Harekâttan yıllar önce başlayan Kıbrıs sorununa yönelik âşık tarzı üretim, harekâttan sonra da canlı bir şekilde devam etmiştir ve etmektedir. Bu çalışmada Kıbrıs sorunuyla ilgili âşık tarzı şiir üretimi üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 1 |