Mareşal Fevzi Çakmak’ın 10 Nisan 1950 günü vefatı, Tük siyaset ve fikir hayatı için önemli gelişmelerden biri olarak dikkat çeker. Mareşal’in vefatının ardından hükûmetin millî mateme ortak olmayışı, radyoların normal yayın akışını sürdürmesi büyük bir tepkiyle karşılanır. Mareşal’in cenazesi, başta üniversite gençliği olmak üzere geniş halk kitlelerinin katılımıyla görkemli törenle toprağa verilir. Resmî törene müsaade etmeyen halk, tekbirler getirerek Mareşal’in bayrağa sarılı tabutunu eller üzerinde taşır. Mareşal’in vefatının ardından ise soruşturmalar, tutuklamalar ve irtica tartışmaları gündeme gelir. Mareşal’in cenazesinde hadiseler, Nâzım Hikmet’in kısa bir süre önce cezaevinde başlattığı açlık grevi ve şairin affedilmesi hususundaki tartışmalarının şiddetlendiği bir dönemde gerçekleşir. Mareşal’in vefatı sonrasında yaşananlar, Nâzım Hikmet’in affı için kampanyayı sürdürerek şairi destekleyen dönemin fikir, sanat ve edebiyat dergilerinde sert bir dille eleştirilir. Milliyetçi ve mukaddesatçı çizgiye sahip dergilerde ise on binlerce kişinin katıldığı cenaze, millî vicdanın uyandığı bir diriliş hareketi olarak değerlendirilir. Böylelikle dönemin fikir, sanat ve edebiyat dergileri Fevzi Çakmak ve Nâzım Hikmet cephesi oluşturarak siyasal kutuplaşmanın fikir ve sanat hayatındaki yansımasını örneklerler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 1 |