Klasik Türk Şiirinde şair, şiirini inşa ederken belirli hayaller tasarlamış ve bu hayalleri anlatabilmek için belirli kelimeleri kullanmıştır. Bu kelimeler çağrıştırdıkları anlamlarla kalıplaşarak mazmunları oluşturmuştur. Bazı kelimeler ise klasik şiirde en az mazmunlar kadar kullanılıyor olmalarına rağmen belirli bir anlam kalıbına girmeyerek birbirinden çok farklı çağrışımlar oluşturabilmiştir. Bu kelimelerden biri olan ‘gönül’ kelimesi gerek benzetildiği unsurlar gerek yüklendiği anlamlar açısından oldukça zengindir. Gönül, insan vücudunda küçük bir unsurdur fakat birçok şeyden sorumludur. Şair ve şiiri için de gönül aslında iki sesten oluşan bir kelimeden öte, divan şiirindeki tüm mazmunları ve teşbihleri kendisinde toplayabilecek kadar anlam kapasitesine sahip olan bir kelimedir. Bu çalışmadaki amaç bu anlam kapasitesinin, birbirine çelişki oluşturacak anlamlara gelse dahi nasıl oluşturduğunu açıklayabilmektir. Ayrıca bu çelişkili anlamlar üzerinden bir kelimeye yüklenen zengin anlamları tespit edebilmek ve bundan hareketle divan şairleri için söylenen “belirli kelimeleri ve mazmunları kullanarak tekrara düştüler” iddiasını en azından bir noktada çürütebilmektir. Ayrıca yerli olmamakla suçlanan bir edebiyatın Türkçe bir kelime üzerine kurmuş olduğu anlam dünyasının genişliğini gözler önüne serebilmektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |