Friedrich Hölderlins Hauptwerk sind seine Hymnen, die er in den Jahren 1800-1807 verfasst hat. Vor allem sein Streben, durch die Dichtung und insbesondere durch die Lyrik in metaphysisches Neuland vor zu dringen, beeinflusste mit dem philosophischen Gehalt seiner Werke nicht nur den jungen Friedrich Nietzsche, sondern auch den Dichter Rainer Maria Rilke und den Philosophen Martin Heidegger. Diese Untersuchung widmet sich einem anderen Aspekt von Hölderlins Hymnen, der verstreut im Werk vorliegt, und zwar der Beziehung zwischen Orient und Okzident. Dabei werden die relevanten Verse aus den (teilweise fragmentarischen) Hymnen “Am Quell der Donau”, “Wanderung” und der Ister analysiert. Diese Studie ist ein Versuch, Hölderlins Vorstellung von einer idealen Beziehung zwischen diesen beiden Kulturkreisen anhand der genannten Gedichte zu rekonstruieren. Hölderlin ist der Überzeugung, dass die Menschheitsgeschichte auf einer Interaktion in Form von “Nehmen und Geben” beruht. Nachdem bisher entscheidende Impulse aus dem Osten kamen (Schrift, monotheistische Religion bzw. Christentum, Philosophie, die antiken Künste) ist es die Aufgabe des Abendlandes, mit Hilfe dieser Gaben aus dem Morgenland einen zeitgenössischen (um 1800) abendländischen Diskurs zu bilden, der als eine Gegengabe betrachtet werden kann.
Friedrich Hölderlin'in ana eseri, 1800 ve 1807 yılları arasında yazdığı şiirlerdir. Her şeyden önce şiir yoluyla yeni metafizik alana nüfuz etme çabası ve eserlerinin felsefi içeriği ile sadece genç Friedrich Nietzsche'yi değil, şair Rainer Maria Rilke ve filozof Martin Heidegger'i de etkilemiştir. Bu çalışma, Hölderlin'in geç dönem şiirlerinde dağılmış halde serimlenen bir izleği, kısaca Doğu ve Batı arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Bu şiirler (kısmen fragman biçiminde günümüze gelen) “Tuna'nın Kaynağında”, “Gezi” ve “İster”dir. Bu çalışma, bu iki kültür mecrası arasındaki ilişki konusunda Hölderlin’in kayda değer fikrini sözü edilen şiirlerden hareketle ortaya koymaya çalışmaktadır. Hölderlin’in gözünde insanlık tarihi, “alma-verme”ye dayalı bir etkileşime dayanır. Batı’nın görevi, öncesinde kendisi için belirleyici olan etkilerin (yazı, tek-tanrılı din, felsefe, Antik sanatlar) daha çok Doğu’dan gelmesinden sonra (1800 civarı), Doğudaki anlamlarına karşılık gelecek bir söylem geliştirmek olmuştur.
Friedrich Hölderlin’s main work is his hymns, which he wrote between 1800 and 1807. What he mainly strived in these works was to penetrate new metaphysical territory through poetry, thus influencing not only the young Friedrich Nietzsche with the philosophical content of his works but also the poet Rainer Maria Rilke and the philosopher Martin Heidegger. This paper discusses the link between Orient and Occident, a topic of Hölderlin's Hymns that is scattered throughout his work. The paper examines the relevant verses in the (partially fragmented) hymns “At the Source of the Danube”, “Wandering,” and “The Ister”. Based on the poems cited, this study aims to reassemble Hölderlin's idealized vision of the interactions between these two cultures who thinks that “take and give” interactions have shaped human history and that, after the West received decisive influences from the East (writing, monotheistic religion or Christianity, philosophy, the ancient arts), it is the West’s task to form a contemporary (around 1800) Western discourse with the help of these gifts from the Orient.
Birincil Dil | Almanca |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mayıs 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |