İskender Bey Türkmen Münşî’nin kaleme aldığı Alem-ârâ-yı Abbasî adlı eser Safevîlerin sadece tarihine değil, dil, kültür, sosyal ve iktisadî hayatlarına dair geniş bilgiler ihtiva etmektedir. İskender Bey, Safevî Devleti’nin hizmetine genç yaşta girmiş, bir süre orduda görev aldıktan sonra bürokrasiye geçmiş ve münşîlik makamına kadar yükselmiştir. Onun eserini kıymetli yapan husus ise tanık olduğu veya bizzat içinde bulunduğu olayların naklinden başka, görevi gereği devletin işleyişine dair pek çok kaydın önüne gelmiş olması ve bunları dolaylı veya dolaysız olarak eserine yansıtmasıdır. İskender Bey’in tarih yazımındaki dikkati, siyasî, dini, askeri ve etnik meselelerde dikkati çekmektedir. O, etnik olarak Türk, Safevî ordusunda bulunmakla Kızılbaş, sıfat olarak Türkmen’di. İskender Bey’in anlatısına göre Kızılbaş olmak aynı zamandan Türk olmak anlamına geliyordu. Kızılbaşların ayin ve gelenekleri onların erdemlerini tanımlıyordu. Katı sûfilik prensipleri içinde devlete ve şaha sadakat Kızılbaşlığın temel prensibiydi. Türkmen adı ise bir yanda Akkoyunlu Devleti’ni meydana getiren unsurlardan iken sonradan Safevîlere ve Kızılbaşlığa intisap edenler için, diğer yandan Hazar Denizi’nin Güneybatısında yaşayan Sünnî Türkmenleri tanımlamak için kullanmaktadır. Her ikisinin birbirine karışmaması ise olayların cereyan ediş şeklinden anlaşılmaktadır. İskender Bey eserini Farsça kaleme almış olmasına rağmen, eser boyunca Türkleri ve Türk kimliğini öne çıkarmaktadır. Bunun yanı sıra İran ahalisini Türk ve Tacik (Fars) diye tanımlayarak, bunların İran’ın yerli unsuru olduğuna vurgu yapmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Gönderilme Tarihi | 6 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 22 Sayı: 22 |