Neredeyse bütün dillerin sözvarlığında önemli bir yer tutan deyimler o dili konuşan toplumların gelenek-görenekleri, kültürleri, inançları, sosyal hayatları ve değerlerinden izler taşır. Deyimlerin bütün dillerde yer alması evrensel bir özellikken, aktarılma biçimleri dilden dile, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Değişiklik gösterebilen bir başka özellikse deyimlerin oluşumunda yararlanılan kaynak alanlardır. Bilindiği gibi, doğa ve doğadaki nesneler, bu kültürel alanları besleyen öncelikli kaynaklar arasındadır. Her kültür, doğayı ve nesneleri, bu yönelime koşut bir biçimde konu edindiğimiz bedenin parçalarını kendince adlandırır, böylelikle özel bir kültürel algı yaratır. Organ adları söz konusu adlandırma sürecinde her kültüre özgü özel bir görünüme bürünür. Bu çalışmada odak, organ adlarının çağrışım alanlarıdır. Organ adları, doğadaki nesnelerin adlandırılması ve deyim yapımında kullanılan temel sözcükler arasında yer aldığından söz konusu toplum için hem dilsel hem de sosyo-kültürel anlamda önemli bir veri kaynağıdır. Bu nedenle deyimler ve organ adları arasında yakın bir ilişki vardır ve bu ilişki rastlantısal değildir. Bu çalışmada Eski Anadolu Türkçesi metinlerinden Kısas-ı Enbiya’nın 14. yüzyıla ait Türk Dil Kurumu nüshasında “gönül” sözcüğüyle kurulan deyimlerin çağrışımda bulunduğu organ adları incelenecek ve çalışma iki temel olgu üzerine şekillendirilecektir. Bunlardan ilki kültürel bellek içerisinde anlam kazanan “gönül” sözcüğüyle kurulan deyimlerin çağrışımda bulunduğu organ adları, ikincisi bu deyimlerin ifade ettiği toplumsal duygu bildirimleridir.
Kısas-ı Enbiya deyim organ adları “gönül” sözcüğü toplumsal duygu bildirimleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 26 |