Milliyetçiliğin modernitenin bir ürünü mü, yoksa moderniteye özgü olmayan uzun dönemli tarihsel süreçlerin bir sonucu mu şekillendiği hararetle tartışılan bir konu olmuştur. Bu tartışmanın çoğu ise modern çağdan önce milliyetçiliklerin olduğu ve ortak bir kökene ve ortak bir kadere sahip özel bir halk fikrinin modern milliyetçiliğin de karakteristik özelliklerini oluşturduğu iddiası etrafında ilerlemiştir (Delanty, 2017:477). Hastings bir milletin var olması için ona dâhil olan herkes tarafından var olmasının istenmesinin ya da var olduğuna dair tam bir bilinç sahibi olunmasının gerekmediğini öne sürer ve hükümet çevrelerinin ya da küçük bir yönetici sınıfın ötesinde belli sayıda insanın buna ısrarlı bir şekilde inandığında bir milletin var olduğunu ifade eder. Bu konuda Hastings, 19. Yüzyılda Fransa’nın büyük bir kısmında insanların Fransızca konuşmadığı ya da Fransız oldukları duygusuna sahip olmadıklarını söylerken bu durumun daha önce bir tarihte bir Fransız milletinin var olmadığını kanıtlamaz (Özkırımlı, 2010:40) şeklinde bir çıkarım yaparak millet ve milliyetçilik düşüncesinin beslendiği damar ve kaynağın işlevselliğini ve dinamizmini çözümler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasal Akımlar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 49 |