Tanzimat sonrası bir fikir cereyanı olarak aydın kesimlerin içinde gelişen Türk Milliyetçiliği, başta Ziya Gökalp olmak üzere birçok fikir adamı ve devlet adamının çalışmaları ile kısa zamanda gelişerek Türkiye Cumhuriyetinin temel kuruluş felsefesi haline geldi. Osmanlı bakiyesi genç Türkiye Cumhuriyetinin bu ilk dönemi büyük kurtarıcı Atatürk tarafından devlet siyaseti haline getirilerek uygulamaya konulmak istenen Türk milliyetçiliği, kadro ve zaman yetersizliği dolayısıyla istenen hedeflere ulaşmakta zorluklarla karşılaştı1. Atatürk’ün ölümünden sora, devlet idaresinde önemli değişiklikler olmakla birlikte özellikle İkinci Dünya Savaşı yılları ve 1950’li yıllarda dışa bağımlı bir iç siyaset yapılanmasının olduğu görülmektedir. Bu dönemde komünist cereyanlar güç ve cüret kazanırken, Türk Milliyetçiliğine ağır darbeler indiriliyor, Rusya’nın savaştan galip gelmesiyle Atatürk’ün devlet siyaseti haline getirmek istediği Türk Milliyetçiliğine cephe alınıyordu. “1944 Milliyetçilik olayı” olarak bilinen ve bizzat dönemin devlet yöneticileri ve Milli Şef İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet tarihimize kara bir leke olarak sürülen olaylar yaşanıyor, Türk Milliyetçileri keyfi ve mesnetsiz bir şekilde...
Milliyetçilik Demokrasi Milli İrade MHP Milliyetçi Hareket Partisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasal Akımlar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 49 |