Birçok endüstride yaşanan küresel rekabet, teknolojik imkânların etkili ve verimli şekilde kullanılması yönündeki gerekliliği ortaya koymaktadır. Özellikle otomotiv sanayinde teknolojinin gelişimi, üretimde daha hızlı, esnek ve verimli olabilme şansını beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte, yazılım ve bilişim alanında yaşanan diğer teknolojik gelişmeler birçok sektörün lokomotifi olan bu sektörün hayallerini gerçekleştirmesine olanak sağlamaktadır. Akıllı taşıtlar ve bu taşıtlarda kullanılan akıllı sistemler sürücüsüz, tamamıyla kodlanabilen, bunun yanı sıra, yapay sinir ağları ile düşünebilmeyi başaran dinamik yapılar olarak günümüzde tasarlanan yeni robotlardır. Sürücüsüz otomobiller ile yakıt sarfiyatlarının azalması, çevresel kirliliklerin sınırlandırılması, trafik kazalarının nicel etkileri ile yaralanmalar sonucu oluşan tedavi ihtiyaçlarının azaltılması, yol kapasitelerinin verimli kullanımı, trafik akışında süreklilik ve sürüş güvenliği gibi konularda üst seviyede avantajlar sağlamak teknolojik gelişmeler ışığında mümkün olabilmektedir. Sürücünün sürüş esnasında kendine ayırabileceği vakit, aslında bu durumun önemini ifade edebilecek en güçlü göstergelerden biridir. Ne var ki, günümüzün fiziksel imkânları ile tam otonom bir aracın dünya genelinde kullanımı pek mümkün değildir. Bu çalışmada, tam otonom araçların gelişim süreçleri ile sürücüsüz taşıtların beraberinde getireceği avantaj ve dezavantajlar irdelenerek gelecekteki konumu ile ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 8 Sayı: 43 |