Dünyadaki toplam enerji tüketiminde ilk sırada yer alan Çin, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu nedeniyle enerji talebini devamlı artan bir ülke konumundadır. Ülkedeki mevcut rezervler enerji tüketimini karşılayamamakta ve ihtiyaç duyulan enerji ithal edilmektedir. Enerji ihtiyacını stratejik güvenlik sorunu olarak gören Çin, bu ihtiyacı kesintisiz ve güvenli yollarla gidermeyi amaçlamaktadır. Enerjinin kesintisiz ve güvenli akışını sağlamak, kaynak ülkelerin çeşitlendirilmesi ile mümkündür. Bu noktada enerji güvenliği Çin dış politikasında önemli bir yer edinmektedir. Zengin hidrokarbon kaynakları nedeniyle yüzyıllardır önemini koruyan ve mücadele odağı olan Hazar Havzası, günümüzde enerji güvenliğini sağlamayı amaçlayan Çin’in de rekabete katıldığı bir bölge halini almıştır. Bu çalışmada, Çin’in dış politikasında enerjiye ve bu doğrultuda Hazar Havzası’na verdiği önem açıklanmaya çalışılacaktır
China, which ranks first in total energy consumption in the world, is a country whose energy demand is constantly increasing due to its growing economy and increasing population. The existing reserves in the country cannot meet the energy consumption and the needed energy is imported. Considering the energy need as a strategic security problem, China aims to meet this need in uninterrupted and safe ways. Ensuring the uninterrupted and safe flow of energy is possible by diversifying the source countries. At this point, energy security has an important place in Chinese foreign policy. The Caspian Basin, which has maintained its importance for centuries due to its rich hydrocarbon resources and has been the focus of struggle, has become a region where China, which aims to ensure energy security, also participates in competition. In this study, the importance China attaches to energy and accordingly Caspian Basin in Chinese foreign policy will be explained
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 11 Sayı: 57 |