Türkiye ve Azerbaycan uzun yıllardır çok katmanlı ilişkilere sahip olan iki ülkedir. İkinci Karabağ Savaşı süresi boyunca ve sonrasında ortaya çıkan yeni güvenlik anlayışıyla birlikte, Güney Kafkasya Bölgesi stratejik, jeopolitik, askeri bağlamda önem kazanmıştır. Yapılması planlana Zengezur Koridoru, güvenlik işbirliği minvalinde Şuşa Beyannamesi’nde kendine yer bulmuştur. Bu çerçevede koridor sadece ekonomik açıdan değil, bölgesel güç dinamikleri, güvenlik paradigmaları açısından da stratejik bir konumda yer almaktadır. Koridorun açılması durumunda Türkiye- Azerbaycan ile doğrudan bir geçiş hattına sahip olacaktır ve Türk dünyası ile bütünleşmesi kolaylaşacaktır. Ek olarak Azerbaycan ve diğer Türk devletleri ile askeri güvenlik işbirliği minvalinde ilerlemeler kaydedilmesi beklenmektedir. Bölgedeki diğer önemli aktörler olan Ermenistan, Rusya ve İran bu koridorun yapılma olasılığından rahatsız olmakta ve bu durumu dile getirmektedirler. Uluslararası müzakere yolunun kapanmadığını ve çok boyutlu güvenlik dengeleri için projenin yapılmaması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Koridorun açılması Türkiye’nin bölgede daha da güçlenmesi, bölgesel güç olma yolunda ilerlemesi anlamına gelmektedir. Bölgede varlığıyla kendinden söz ettiren diğer devletler için Türkiye’nin bölgede aktif bir şekilde rol alması tehdit unsuru olarak algılanmaktadır. Bu doğrultuda bu makale Zengezur Koridoru’ nun Türkiye ve Azerbaycan için güvenlik, askeri, siyasi bağlamda önemini ele almak amacıyla yazılmıştır. Çevre ülkelerden gelen tepkilere de yer verilerek bölgenin dinamikleri kapsamlı şekilde ele alınmıştır.
Türkiye and Azerbaijan have persistent and multidimensional relations. Following the Second Karabakh War, the South Caucasus region acquired significance within the strategic, geopolitical, and military frameworks due to a revised comprehension of security. The proposed Zangezur Corridor is incorporated under the Shusha Declaration about security collaboration. In this perspective, the corridor is strategically important not just for the economy, but also for regional power dynamics and security paradigms. In case the corridor is opened, Türkiye will have a direct transit line to Azerbaijan, facilitating its integration into the Türkic world. Furthermore, it is expected to advance military security cooperation with Azerbaijan and other Türkic states. Armenia, Russia, and Iran, all major regional powers, are concerned about the possibilities of this corridor and have expressed reservations. They point out that the road to international negotiations is not closed and that the project should not be undertaken due to multifaceted security concerns. The completion of the corridor signals Türkiye's continued regional strength and progress towards becoming a regional power. Türkiye's strong engagement in the region is viewed as a danger by other countries that have established themselves in the region. In this regard, the purpose of this article is to explore the Zangezur Corridor's significance for Türkiye and Azerbaijan in terms of security, military, and politics. The dynamics of the region are thoroughly addressed, including the reactions of bordering countries.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Asya Toplumu Çalışmaları, Bölgesel Çalışmalar, Türk Dünyası Çalışmaları, Güvenlik Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2025 |
Gönderilme Tarihi | 23 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 23 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 16 Sayı: 2 |