Kutanöz malign melanom insidansının Kuzey Avrupa başta olmak üzere ekvator kuşağına yakın ülkelerde son yıllarda artış gösterdiği bildirilmektedir. Mortalite oranı hayli yüksek olan bu malignite için ülkemize ait epidemiyolojik veriler ise hem az, hem de belirli coğrafi bölgelerdeki prevalansı yansıtmaktadır. Bizde bölgemiz için büyük bir bölge hastanesi olan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniğine, 1994 Ocak ve 2010 Mayıs tarihleri arasında (17 yıl) başvuran kutanöz malign melanomlu 84 hastaya ait epidemiyolojik verileri geriye dönük olarak gözden geçirdik. Hastaların yıllara göre dağılımlarını, yaşlarını, cinsiyetlerini, mesleklerini, lezyonların yerleşimini, zeminde nevüs olup olmadığını, histopatolojik tiplerini, Breslow kalınlıklarını, Clark invazyon seviyelerini, mitotik aktive oranlarını, tanı anındaki evrelerini, takip sürecinde karşılaşılan nüks ve metastaz oranlarını, sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB) yapılan hastalardaki mikrometastaz oranlarını, bölgesel lenf nodu diseksiyon (BLND) yapılan hastalarda saptanan metastaz oranlarını araştırdık. Ölen hastaların ortalama yaşam sürelerini belirledik. Çalışmanın sonunda, kliniğimize başvuran kutanöz malign melanomlu hasta sayısının 2007 yılından sonra anlamlı derecede arttığını saptadık. Tanı anında hastaların çoğu evre 2’de bulundu. Elde edilen sonuçlar; açık tenli ve nevoid cilt lezyonlarından zengin, güneşe aralıklı ve yoğun maruz kalan risk altındaki bireylerde, eğitim programlarının ve dermatoskopik muayene ile şüpheli lezyonların kayıt altına alınmasının önemini bir kez daha göstermiştir. Erken tanı, Breslow kalınlığına uygun reeksizyon, Evre 1b ve Evre 2 hastalarda sentinel lenf nodu örneklemesine göre yapılacak bölgesel lenf nodu disseksiyonu ile mortalite oranları azaltılırken morbiditenin de en aza indirilmesi mümkün olacaktır.
It has been reported that incidence of cutaneous malignant melanoma is increased recent years in countries near the equator as well as north Europe. This malignancy has high mortality rate and epidemiological data for our country are either inadequate or exhibit the prevalence of specific geographical regions. In this study, we have retrospectively reviewed data from 84 patients with cutaneous malignant melanoma who admitted to Plastic Surgery Clinic of our Hospital of Medical Faculty which is large regional hospital in the our region, between Jan 1994 and May 2010 (17 years). The parameters hat we have surveyed in patients included annual distribution of patients, age, gender, occupation, location of the lesions on the body surface, presence of nevus prior to melanoma, histopathological type, Breslow thickness, mitotic activity rates, stage at the diagnosis, metastasis rates in follow-up period, micrometastasis rates in patients performed sentinel lymph node biopsy (SLNB), metastasis rates in patients performed dissection unless SLNB. Survival rates in died patients were determined according to the stages. At the end of the study, we concluded that the incidence of cutaneous malignant melanoma in our region increase since 2007. Unfortunately, most patients were determined in stages 2 at the diagnosis. It has shown that educational programs, dermatoscopic screening and recordings are still important under the risk populations including occupational risk groups, intermittently intense sun exposed, light skinned and nevoid skin lesions wealthy individuals. Mortality and morbidity rates, as well will decrease with early diagnosis, re-excision according to Breslow thickness, regional lymph dissection according to the sentinel lymph node biopsy in Stage 1b and Stage 2 patients.
Diğer ID | JA59KA52FZ |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 19 Sayı: 3 |