Giriş: Labioplastide kama rezeksiyon yöntemi uygulama kolaylığı ve alınan iyi sonuçlar nedeni ile tercih edilen bir metoddur. Tanımlanan kama rezeksiyon modellerinde belli bir bölgeden ve genellikle belli bir açı ile eksizyon önerilmektedir. Ancak hipertrofiye uğramış labium minusların birbirinden farklı özellikler gösterdiği aşikardır. En çok protrüzyon gösteren bölüm, fazlalık miktarı ve deri laksisitesi her vaka için farklıdır. Bu nedenle eksize edilecek olan üçgenin yeri ve tepe açısı vakaya özel planlanmalıdır. Biz bu nedenle kama rezeksizyonun hangi bölümden yapılacağını ve üçgenin tepe açısını hastanın anatomisini göz önüne alarak belirledik. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde bu yöntemle gerçekleştirilen 14 labioplasti vakasını retrospektif olarak inceledik. 14 hastanın 11’ine (% 78.5) santral kama rezeksiyon, 2’sine (%14.2) inferior kama rezeksiyon, 1’ine (% 7.1) iki ayrı bölgeden (santral ve inferior) kama rezeksiyon yapıldı. Prepisyum klitorisde fazlalığı olan 2 (%14.2) hastaya bu bölgeden yapılan eksizyon da eklendi. Kama rezeksiyonda üçgen tepe açısı 60 ila 120 derece arasında değişmekteydi. Bulgular: Hasta takiplerinde hastaların tamamında labium minusların majuslar tarafından örtüldüğü görüldü. Hiçbir hastada introitusda darlık ve skar hattında kontraksiyon izlenmedi. Hastaların tamamı preoperatif şikayetlerinin kaybolduğunu ya da azaldığını söyledi. Postoperatif memnuniyet derecelerini 9 (% 64.2) hasta çok iyi şeklinde değerlendirirken, 5 (% 35.7) hasta iyi şeklinde değerlendirdi. Toplam 2 (% 14.2) hastada komplikasyon görüldü. 1 hastada sütür hattında ayrılma, 1 hastada ise asimetri meydana geldi. Sonuçlar: Bu çalışmanın sonuçları hasta labium minus anatomisindeki farklılıklar göz önüne alınarak yapılan redüksiyonlarda başarılı sonuçlar elde edildiği yönündedir.
Introduction: In labioplasty, wedge resection is a preferential method because of easy application and good results. In the identified wedge resection models certain zones and usually certain angles have been recommended. However, it’s obvious that each enlarged labium minus shows different properties from another. The most protuberant portion, the excess volume and skin laxity are different for each case. Therefore, the zone of the triangle that will be resected and the apical angle should be planned specially for each case. Thus, we determined wedge resection zone and apical angle taking into account patient’s anatomy. Material and Methods: We evaluated retrospectively 14 patients underwent labioplasty with this method. 11 (78.5 percent) patients underwent central, 2 (14.2 percent) patients underwent inferior and 1 (7.1 percent) patient underwent two different zones (central and inferior) wedge resections. We also excised redundant preputium clitoris in 2 (14.2 percent) patients. In wedge resection, apical angle varied between 60-120 degrees. Results: In all patients, the labia minoras were covered by the labia majoras. None of the patients showed introitus narrowing and scar contraction. All of the patients reported that preoperative complaints disappeared or diminished. 9 (64.2 percent) patients evaluated postoperative satisfaction degree as very good and 5 (35.7 percent) patients as good. Complications were observed in 2 (% 14.2) patients. In 1 patient dehiscence of the suture line and in 1 patient asymmetry occurred. Conclusions: The results of this study demonstrate that we can get successful results when taking into account each labium minus anatomical differences.
Diğer ID | JA59KZ87TZ |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 19 Sayı: 2 |